Makaleler

Şufa Hakkı Nedir? Şufa Davası, Elbirliği Mülkiyetinde Önalım Hakkı

Şufa Hakkı Nedir? Şufa Davası, Elbirliği Mülkiyetinde Önalım Hakkı

Şufa Hakkı

Günümüzde özellikle gayrimenkullerden doğan hukuki sorunlar neticesinde oldukça yaygınlaşan şufa hakkı (önalım hakkı), Medeni Kanunu’nda düzenlenmekle birlikte pek çok hukuki ihtilafa dayanak teşkil etmektedir.

Şufa hakkının temel amacı, paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girmesini engellemek, payların mümkün olduğunca mevcut paydaşlar elinde toplanmasını sağlamak ve taşınmazın daha küçük parçalara bölünmesinin önüne geçmektir. Bu hak, mülkiyet hakkının kanundan doğan bir sınırlaması niteliğindedir ve hem yasal düzenlemeler hem de taraflar arasında yapılacak sözleşmelere dayalı olarak ortaya çıkabilir.

Şufa (önalım) hakkını daha iyi anlayabilmek için öncelikle paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti kavramlarını kısaca açıklamakta fayda var.

Paylı Mülkiyet Nedir?

Paylı mülkiyet, bir taşınmazın veya bir malın birden fazla kişi tarafından belirli pay oranlarıyla sahip olması durumudur. Her paydaş kendi payı üzerinde tek başına tasarruf yetkisine sahiptir dolayısıyla her paydaş kendi payını satabilir, devredebilir veya rehine verebilir.

Örneğin, bir arsanın 10 eşit hisseye ayrılarak tapuya kaydedilmesi halinde aksine bir anlaşma yoksa her bir hissedar arsanın tamamı üzerinde 1/10 oranında hisseye sahip olacaktır. Her paydaş kendi payı açısından malik konumunda olup hak ve yükümlülüklerine sahip olacaktır.

Elbirliği Mülkiyeti Nedir?

Elbirliği mülkiyeti (ortaklık mülkiyeti), birden fazla kişinin bir mal üzerinde pay oranı belirlenmeden birlikte malik olması durumudur. Yani ortakların her birinin belirli bir payı olmayıp hepsi malın tamamı üzerinde birlikte hak sahibidir.

Şufa Hakkı Nedir? Şufa Davası, Önalım Hakkı.

Şufa Hakkı Nedir?

Şufa hakkı, Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, paylı mülkiyet ilişkisine tabi bir taşınmaz veya pay üzerinde, paydaşlardan birinin kendi payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması durumunda; diğer paydaşlara aynı şartlarla bu payı öncelikli olarak satın alma yetkisi tanıyan bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisinin kurulmasıyla birlikte doğar ve paydaşlardan birinin payını satmasıyla kullanılabilir hale gelir.

Yani paydaşlardan birinin payını devretmeye karar vermesi durumunda diğer paydaşların, “benim yasal olarak önalım hakkım var, önce ben almalıyım” diyebilme hakkı vardır. Paydaşlar bu şekilde devredilen payın alıcıya geçmesini engelleyebilir veya sınırlayabilir.

Şufa / Önalım Hakkı Şartları

Şufa hakkının doğması, kullanılabilmesi ve ileriye sürülebilmesi için bazı şartların bir araya gelmesi lazım. Aşağıda bu şartlara kısaca değinilmiştir:

1-) Paylı Mülkiyet İlişkisinin Varlığı: Şufa (Ööalım) hakkı esas itibariyle paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda söz konusu olabilir. Yani bir taşınmazın tümü tek kişi adına değil birden fazla çok kişinin payları üzerinde malik olması gerekir. Elbirliği mülkiyetinde pay oranının belirli olmaması nedeniyle bu hak mevcut değildir.

2-) Payın Üçüncü Bir Kişiye Devri: Paydaşlardan birinin, taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen paydaş olmayan üçüncü bir kişiye satılması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli husus, paydaşlar arasında yapılan satışlarda Şufa (önalım) hakkının kullanılamamasıdır. Yani iki paydaş arasında yapılan devirde şufa hakkı kullanılamaz.

3-) Geçerli Bir Satış Sözleşmesinin Varlığı ve Bildirim Zorunluluğu: Pay devrinin temelinde hukuken geçerli bir satış sözleşmesi olmalıdır. Satış dışındaki devir işlemlerinde (bağış, trampa gibi) kural olarak şufa hakkı kullanılamaz. Yasal önalım hakkı açısından payı satın alan kişi bu satışı diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirmek zorundadır.

4-) Hak Düşürücü Sürelerin Geçirilmemiş Olması: Şufa (önalım) hakkı kullanımı kanunda belirlenen sürelerle sınırlandırılmıştır. Bu süreler hak düşürücü niteliktedir. Yani aşılmaları halinde dava açılamaz. Şufa hakkına sahip olan paydaşlara, gayrimenkulün alıcısı tarafından satış noter aracılığıyla bildirilmişse satışın bildirilmesinden itibaren 3 ay içerisinde şufa davası açılmalıdır. Eğer ki şufa (önalım) hakkı sahibi paydaşlara, satış noter ile bildirilmemişse her halde satış tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde davanın açılması gerekir.

5-) Bedelin Ödenmesi Yükümlülüğü ve Açıkça Talep: Şufa hakkı ancak önalım davası yoluyla kullanılabilir. Basit bir irade beyanı, bildirim veya sözlü talep yeterli değildir. Ayrıca Şufa (önalım) hakkını ileri süren paydaş, mahkeme kararından önce satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini hâkim takdir edilen süre içerisinde yatırmak zorundadır.

Şufa Davası Nedir?

Şufa davası, paylı mülkiyete konu bir taşınmazda paydaşlardan birinin hissesini üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer paydaşların öncelikli satın alma hakkını kullanmak için açtıkları davadır. Bu dava, paydaşlar arasındaki dengeyi korumayı ve taşınmazın yabancı kişilere geçmesini önlemeyi amaçlar. Şufa (önalım) hakkını kullanmak isteyen paydaş, kanunda öngörülen süre içinde mahkemeye başvurarak satış bedelini ödemeye hazır olduğunu beyan eder. Böylece mahkeme kararıyla taşınmazın payı, alıcıdan alınarak davacı paydaşa geçirilir.

Şufa Davası Türleri

Şufa (önalım) hakkının doğması itibariyle karşımıza iki türlü dava çıkmaktadır.

1- Yasal Önalım Hakkı

Yasal önalım ile birlikte kanundan doğan bir hak ortaya çıkmaktadır. Yani, Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar kanundan doğan önalım hakkını kullanabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; yasal önalım hakkı, payın, taşınmazda paydaş olmayan üçüncü bir kişiye satılması halinde kullanılabilir.

Örneğin: Paylı mülkiyete tabi olan taşınmazda, paydaş olan kişinin payını diğer bir paydaşa satması halinde diğer paydaşlar şufa hakkını kullanamaz. Payın, paylı mülkiyete tabi olan taşınmazda, hissedar olmayan bir kişiye satılması halinde diğer hissedarlar şufa (önalım) hakkını kullanabilir. Ayrıca yasal önalım hakkının devam etmesi, kişinin o taşınmaz üzerinde sahip olduğu paya bağlıdır. Bir kişi, taşınmazdaki hissedarlığını sürdürdüğü müddetçe, bu paya bağlı olan yasal önalım (şufa) hakkı da varlığını sürdürür.

2- Sözleşmeden Doğan Önalım Hakkı

Söyleşmeden doğan önalım (şufa) hakkı, taraflar arasında özel olarak düzenlenen sözleşmeyle birlikte tanınan bir haktır. Sözleşmeden doğan önalım (şufa) hakkı şekil şartına tabidir. Ancak sözleşmede belirli içerik ve şekle uygun olarak düzenlendiği takdirde geçerlilik kazanabilir. Bu sözleşme kural olarak tarafları bağlar, ancak tapu siciline şerh edilirse üçüncü kişilere karşı da ileri sürülmesi mümkündür (hak, ayni nitelik kazanabilir).

Tapu kütüğüne verilen şerhin etkisi her durumda en fazla 10 yıllık bir süreye tabi olabilir. Bu süre tarafların aralarında yapacağı bir anlaşmayla uzayamaz. Ancak on yıllık sürenin sonunda yeniden bir önalım sözleşmesi yapılarak tapuya şerh edilmesi gerekmektedir.

Şufa Davası Nasıl Açılır?

Şufa Davası Nasıl Açılır? Şufa Hakkı ve Yasal Önalım Hakkı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, şufa hakkının kullanılması usulünde önemli bir değişiklik getirmiştir. Eski kanun döneminde dava dışı bir irade beyanıyla kullanılabilen bu hak, yeni düzenleme ile birlikte ancak dava yoluyla kullanılabilir hale gelmiştir. Bu düzenleme ile uygulamada şufa (önalım) hakkının gerçekleşmesinin daima bir davayı gerektirmesi, kanun hükmü hâline getirilmiş bulunmaktadır.

Davanın Tarafları

– Davacı: Şufa hakkına sahip olan paydaş kimse

– Davalı: Yasal önalım hakkı bakımından davalı: payı satın alan kişi. Sözleşmeden doğan hakta ise, şayet hak tapuya şerh edilmemişse davalı kimi durumlarda satıcı olabilir.

Davanın Usulü

  1. Dilekçe ile başvuru: Hak sahibi yetkili mahkemeye işbu husus ile ilgili hazırladığı dilekçeyi sunar.
  2. Talep İçeriği: Dilekçe muhtevasında yer alması gereken şufa (önalım) hakkının kullanılacağı, satış bedeli ve tapu masraflarının ödenmesi ve payın tescilinin hükmen gerçekleştirilmesi gibi hususların açıkça beyan edilmesi lazım.
  3. Mahkeme süreci: Dava ile ilgili delillerin toplanması, keşif, bilirkişi incelemesi gibi aşamalardan geçer.
  4. Bedel ve gider yükümlülüğü: Hak talep eden taraf, tescil kararından önce hakim tarafından belirlenen süre içinde satış bedelini ve alıcıya düşen tapu giderlerini yatırmakla yükümlüdür.
  5. Tescil Kararı: Hak sahibi, yukarıda sayılan yükümlülüklerini yerine getirdiğinde, mahkeme payın hak sahibi adına tescilini kararlaştırır.

Dava Açma Şartları

  • Hak düşürücü sürelerin geçirilmemiş olması
  • Davanın doğru olan yetkili ve görevli mahkemeye açılmış olması
  • Davanın açılacağı kişinin doğru olarak belirlenmesi
  • Davacı paydaşın şufa (önalım) hakkının varlığını hukuken ispat etmesi

Şufa Hakkı Süresi

Şufa hakkı, paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmazdaki payını üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer paydaşlara bu payı öncelikli olarak satın alma hakkı tanıyan bir haktır. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi, Türk Medeni Kanunu’nun 733. maddesi gereğince belirli sürelerle sınırlandırılmıştır.

Bu süreler, 3 aylık nispi süre ve 2 yıllık hak düşürücü süre olarak ikiye ayrılır.

Üç Aylık Nispi Süre (Yasal Önalım Süresi)

Yasal önalım hakkı süresi, yani 3 aylık süre, hak sahibinin satıştan noter kanalıyla haberdar edilmesi ile başlar. Kanun, bu bildirimin satıcı veya alıcı tarafından noter aracılığıyla tüm paydaşlara yapılmasını zorunlu kılmıştır (TMK m.733/3). Bu durumda, hak sahibi paydaş, noter bildiriminin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 3 ay içinde şufa davası açabilir.

Noter bildirimi yapılmadığı sürece, bu 3 aylık süre başlamaz.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, satışın “herhangi bir şekilde öğrenilmesi” bu sürenin başlaması için yeterli değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, şufa (önalım) hakkının kullanılabilmesi için “noter bildirimi”nin zorunlu olduğunu açıkça belirtmiştir.

Dolayısıyla, satışın tapudan öğrenilmesi, üçüncü kişilerden duyulması veya fiilen fark edilmesi; hisseli tapuda şufa hakkı süresi açısından herhangi bir sonuç doğurmaz.

Süre ancak noter bildirimiyle işlemeye başlar.

İki Yıllık Hak Düşürücü Süre

Şufa Hakkı Süresi

Eğer satış, paydaşlara noter aracılığıyla hiç bildirilmemişse, 3 aylık nispi süre başlamaz.

Ancak bu durum, şufa hakkının süresiz biçimde kullanılabileceği anlamına gelmez. Kanun, satışın yapıldığı tarihten itibaren iki yıllık mutlak bir hak düşürücü süre öngörmüştür. Bu süre, noter bildirimi yapılmasa bile işlemeye başlar. Yani satışın üzerinden iki yıl geçtikten sonra, şufa (önalım) hakkı artık kullanılamaz; şufa davası açma süresi geçtiği için dava açma hakkı ortadan kalkar. Bu nedenle, önalım (şufa) davası) açmak isteyen hak sahibi, satış tarihinden itibaren en geç 2 yıl içinde dava açmalıdır. Aksi halde, şufa hakkı zamanaşımına değil, doğrudan hak düşümüne uğrar.

Alıcı veya satıcının satış işlemini noter aracılığıyla bildirmemesi bir eksikliktir; ancak bu durum, iki yıllık sürenin işlemesini engellemez. Hak sahibi davayı iki yılın son günlerinde açsa bile, alıcı taraf “taşınmazın değeri arttı, önalım bedeli yükseltilmeli” gibi bir iddiada bulunamaz. Çünkü önalım bedeli, satış tarihinde belirlenen bedeldir; sonraki değer artışları dikkate alınmaz.

Şufa (Önalım) Hakkı Sürelerine Dair Özet:

  • 3 aylık yasal önalım süresi, yalnızca noter bildirimi ile başlar.
  • Bildirim yapılmazsa bu 3 aylık süre hiç başlamaz.
  • Ancak her durumda satış tarihinden itibaren 2 yıl geçince, şufa (önalım) hakkı tamamen sona erer.
  • Şufa davası süresi bu iki sınır içinde değerlendirilir.
  • Hisseli tapuda şufa hakkı süresi ve yasal önalım süresi hesaplanırken bildirimin noter aracılığıyla yapılıp yapılmadığı mutlaka dikkate alınmalıdır.

Hangi Durumlarda Önalım Hakkı Kullanılamaz

Şufa (önalım) hakkı her durumda kullanılmaz ve bu hakkı herkes ileri süremez. Aşağıda, bu hakkın kullanılamayacağı ya da davanın açılamayacağı durumlar ve kimlerin şufa davası açamayacağı açıklanmıştır:

  1. Paydaşlar arasında yapılan pay devri: Bir paydaş, payını başka bir paydaşa devrederse, diğer paydaşların şufa (önalım) hakkı yoktur.
  2. Mirasın paylaşımı: Taşınmaz payı, miras paylaşımı çerçevesinde bir mirasçıya verilmişse, bu devir “satış” sayılmaz ve hak doğmaz.
  3. Cebri artırma: Taşınmazın cebri artırma yoluyla (örneğin kamulaştırma, kamu hizmetine tahsis gibi) devri, şufa (önalım) hakkının kullanılmasını engeller.
  4. Bağış, hibe işlemleri: Bedelsiz devirler önalım (şufa) hakkına konu olmaz çünkü şufa (önalım) hakkı, satışa özgü bir haktır
  5. Fiili Taksim İddiası: Eğer paylı mülkiyete konu taşınmaz, paydaşlar arasında fiilen bölünmüş ve her paydaş kendisine ayrılan kısmı tek başına kullanıyorsa, bu kısımlardan birini ve ona tekabül eden payı satın alan üçüncü kişiye karşı şufa (önalım) hakkı kullanılamaz. Yargıtay, bu durumu dürüstlük kuralına aykırılık olarak değerlendirmektedir

Kimler Şufa/Önalım Davası Açamaz?

  • Paydaş olmayan kişiler
  • Sözleşmeden doğan şufa (önalım) hakkı sahibi bu hakkı tapu siciline şerh etmemişse, üçüncü kişilere karşı dava açamayabilir.
  • Süreleri geçmiş olan hak sahipleri
  • Devir işlemi bildirilmemiş ve süre aşımı oluşmuşsa

Şufa Hakkından Feragat

Feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Paydaş, sahip olduğu şufa hakkından feragat edebilir (yani bu hakkını kullanmamayı kabul edebilir). Ancak feragatin geçerliliği, ne zaman ve hangi şekilde yapıldığına bağlı olarak değişir. Feragat genellikle açıkça yapılmalı, yazılı olmalıdır. Ayrıca, feragat işlemi hâlâ geçerli hak üzerinde olmalı ve hukuka aykırı amaç taşımamalıdır.

Sözleşmeden doğan şufa (önalım) hakkı için yapılan feragat anlaşmaları, sözleşme hükümleri çerçevesinde geçerlidir

Hissedarlar Arasında Şufa Hakkı

Şufa (önalım) hakkı, taşınmazda birden fazla paydaş bulunduğunda gündeme gelen önemli bir haktır. Ancak bu hakkın kullanılıp kullanılamayacağı, mülkiyetin türüne göre değişiklik gösterir. Elbirliği mülkiyeti ile paylı mülkiyet arasındaki fark, şufa hakkının doğup doğmayacağını belirler. Bu sebeple aşağıda her iki mülkiyet türü yönünden şufa hakkı ayrı başlıklar altında incelenmiştir.

Elbirliği Mülkiyetinde Önalım Hakkı

Elbirliği mülkiyeti (ortaklık mülkiyeti) durumunda, taşınmaz ortaklar arasında bölünmemiş olarak birlikte malik olunur. Bu durumda şufa hakkı kavramı gündeme gelmeyebilir; çünkü pay şeklinde mülkiyet yoktur. Ancak bazı durumlarda ortaklar arasında satış olursa, benzer hukuki sorunlar ortaya çıkabilir; fakat klasik şufa (önalım) hakkı düzenlemesi doğrudan uygulanmaz.

Paylı Mülkiyette Şufa Hakkı

Paylı mülkiyette, her paydaş kendi payı üzerinde tasarrufta bulunabilir (satabilir, rehin edebilir). Ancak, payın üçüncü kişiye aktarılması hâlinde diğer paydaşların şufa hakkı devreye girer. Bu tip durumda yukarıda anlatılan şartlar ve süreler geçerlidir.

Şufa Hakkının Kötüye Kullanılması

Tüm hakların kullanılmasında olduğu gibi, şufa (önalım) hakkının kullanılmasında da Türk Medeni Kanunu 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uyulmalıdır. Ancak, bir hakkın kanunun tanıdığı süre ve koşullar içinde kullanılması, tek başına hakkın kötüye kullanıldığı anlamına gelmez.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davacının ortaklığın giderilmesi davası sırasında satışı öğrenmesine rağmen bu dava sonuçlandıktan sonra önalım davası açmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetmiştir. Ayrıca bedelde muvazaa iddiası, davalı tarafından şufa hakkına karşı bir savunma olarak ileri sürülemez. Çünkü bu durum hakkın kötüye kullanılması sayılır.

Şufa hakkının kötüye kullanılmasına örnekler:

  • Hak sahibinin mal sahibini rahatsız ederek hakkını sürekli ileri sürmek istemesi,
  • Hak sahibinin bedelde muvazaa iddiasında alıcı satış bedelinin gerçekte daha yüksek olduğunu öne sürerek şufa hakkını geçersiz kılmaya çalışması,
  • Sözleşmeden doğan hakkının sözleşme amacına aykırı biçimde kullanılması

Şufa Davalarında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Şufa (önalım) hakkına ilişkin uyuşmazlıklar, taşınmazın niteliği gereği özel bir yargılama düzenine tabidir. Bu tür davalara görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Yetki bakımındansa, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili kabul edilir. Yani dava, taşınmazın bulunduğu yer dışında bir mahkemede açılamaz.

Şufa Davalarında Avukat Desteğinin Önemi

Şufa davaları, hem maddi hukuk hem de yargılama süreci bakımından oldukça teknik davalardır. Bu nedenle küçük bir usul hatası bile, davanın reddine veya hak kaybına yol açabilir. Şufa hakkının hangi durumlarda doğduğu, süresinde ve doğru şekilde kullanılıp kullanılmadığı gibi konular, deneyimli bir hukukçunun dikkatli takibini gerektirir.

Uzman bir gayrimenkul avukatı,

  • davanın daha en başında doğru stratejiyi belirleyerek hak düşürücü sürelerin kaçırılmasını önler,
  • gerekli belgeleri ve delilleri zamanında sunar,
  • keşif ve bilirkişi aşamalarını titizlikle takip eder.

Ayrıca dava sonunda verilen kararın tapu siciline işlenmesi, yani tescil işleminin sorunsuz yürütülmesi de profesyonel bir takip gerektirir.

Kısacası, şufa davasında avukat desteği, sadece davayı kazanmak için değil, hak sahibinin sürecin her aşamasında zarar görmemesi ve hakkını tam anlamıyla kullanabilmesi için kritik öneme sahiptir.

Şufa (Önalım) Hakkı Sık Sorulan Sorular ve Cevapları

⚖️ Şufa hakkı nasıl kullanılır?

✍️ Ancak önalım davası açmak suretiyle kullanılabilir. Bu noktada başta Medeni Kanun ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen kurallar dahilinde dava süreci yönetilmelidir.

⚖️ Tapuda şufa hakkı ne demek?

✍️ Burada anlatılmak istenen, sözleşmeden doğan şufa (önalım) hakkının tapu siciline şerh edilmesi sonucu üçüncü kişilere karşı da bu hakkı ileri sürebilme imkanının tanınmasıdır.

⚖️ Hisseli tapuda şufa hakkı nasıl önlenir?

✍️ Şufa hakkının önlenebilmesi için gereken durumlar (satışın paydaşlara bildirilmemesi, fiili taksim gibi durumlar) hak düşürücü sürenin geçmesiyle beraber ortadan kalkar.

⚖️ Hisseli tapuda şufa hakkı kalktı mı?

✍️ Hayır, hisseli tapuda şufa hakkı tamamen kalktı diyemeyiz. Ancak belirli durumlarda bu hak kullanılamaz hale gelebilir. Örneğin: şufa hakkından feragat edilmesi, sürelerin dolması hali…

⚖️ Şufa hakkı kaç yıl geçerli?

✍️ Yasal önalım hakkı süresi: Noter bildirimi yapılmışsa 3 ay, bildirim yapılmamışsa bildirim tarihinden itibaren 2 yıl. Sözleşmeden doğan önalım (şufa) hakkı ise: Tapuya şerh edilmişse 10 yıl içinde kullanılmalıdır. Bu süreler geçtikten sonra dava açma hakkı ortadan kalkar.

⚖️ Bağışta şufa hakkı kullanılır mı?

✍️ Bağış, hibe veya miras devri gibi işlemler satış işlemi niteliğinde sayılmadığı için şufa hakkı kapsamında değildir. Yani bir pay bağış yoluyla devredilmişse diğer paydaşlar bu bağış işlemine dayanarak önalım davası açamaz. Şufa hakkı yalnızca satış işlemlerinde kullanılabilir.

⚖️ Kiracının şufa hakkı var mı?

✍️ Şufa hakkı yalnızca taşınmaz üzerindeki pay sahiplerine tanınmış bir haktır dolayısıyla kiracı sadece kiracı sıfatıyla bu hakka dayanamaz.

⚖️ Mirasçıların önalım hakkı var mı?

✍️ Mirasçılar açısından bu hak iki şekilde değerlendirilir. İlk olarak ‘’yasal önalım hakkı’’ ile miras paylaşımında payların mirasçılara geçmesi genellikle satış sayılmadığından hak doğmaz. Ancak ‘’ sözleşmeden doğan şufa (önalım) hakkı’’ bakımından bu hak miras yoluyla mirasçılara geçer. Ancak taraflar aksini kararlaştırmışsa, mirasçılar bu haktan yararlanamayabilir.

⚖️ Şufa hakkı davası arabuluculuk zorunlu mu?

✍️ Önalım(şufa) davalarını doğrudan Asliye Hukuk Mahkemesine açmakla birlikte arabuluculuk zorunluluğu bulunmamaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir