Makaleler

Muris Muvazaası Nedir?

Muris Muvazaası Nedir?

Muris muvazaası, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları (bağışları), satış ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak göstermesidir.

Muris muvazaası, Türk Medeni Kanunu’nun 277. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, miras bırakanın mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı kazandırmalar, miras bırakanın gerçek iradesine aykırı bulunduğu takdirde, miras sözleşmesi gibi hüküm ifade etmez.

Muris muvazaasının gerçekleşmesi için aşağıdaki unsurların birlikte bulunması gerekir:

  • Miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak olması
  • Miras bırakanın bu iradesini üçüncü kişi ile yaptığı anlaşma ile gizlemesi
  • Miras bırakanın üçüncü kişiye yaptığı kazandırmanın karşılıksız olması
  • Miras bırakanın bu kazandırmayı satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermesi

Muris muvazaası, miras bırakanın ölümünden sonra açılan tenkis davasında ileri sürülebilir. Tenkis davası, miras bırakanın mirasçılarından birinin, miras bırakanın ölümünden sonra yaptığı kazandırmaların, miras paylarını azalttığı gerekçesiyle, bu kazandırmaların tenkisini (iadesini) talep ettiği davadır.

Muris muvazaası davasında, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak olup olmadığının, her somut olayın durumuna göre, hakim tarafından takdir edilmesi gerekir. Muris muvazaasının tespiti halinde, miras bırakanın yaptığı kazandırmalar, gerçek iradesine uygun olarak bağış sözleşmesi olarak kabul edilir. Bu durumda, bağışlanan mallar, miras bırakanın mirasçıları arasında miras payları oranında paylaştırılır.

Muris muvazaası, miras bırakanların mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla başvurdukları bir yoldur. Ancak, bu yol, miras bırakanın ölümünden sonra açılan tenkis davası ile etkisiz hale getirilebilir. Ayrıca mirasbırakanın (müteveffa) ölümünden sonra mirasçıların haklarının başkaları tarafından hileyle ele geçirilmesi girişimleri de muris muvazaasının konusunu oluşturur. Örneğin mirasbırakanın terekesindeki malların 3. kişilerce kaçırılmasına yönelik girişimler de bu kapsamda değerlendirilir. 

Muris Ne Demek?

Muris, hukuki bir terimdir ve “miras bırakan kişi” anlamına gelir. Müteveffa kişi mirasbırakan kişidir. Muris, yalnızca özel hukuk gerçek kişisi olabilir, tüzel kişilerin muris olması mümkün değildir. Muris, ölüm veya hukuken ölüm sonucunu doğuran olayların meydana gelmesiyle muris sıfatını kazanır. Yani ölüm karinesi ve gaiplik hallerinde de kişi muris sıfatını kazanacaktır.

Muris sıfatını kazanan kişinin malları, hakları ve borçları, onun mirasçılarına geçer. Mirasçılar, murisin mallarını, haklarını ve borçlarını, murisin vasiyetnamesinde belirttiği şekilde veya kanuni mirasçılık esaslarına göre paylaşırlar. Muris, miras hukukunda önemli bir yere sahiptir. Miras hukuku hükümlerinin uygulanmasında, murisin kimliği ve muris sıfatını kazandığı tarih gibi hususlar dikkate alınır.

Muris Muvazaası Nasıl İspat Edilir?

Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçısını miras hakkından mahrum bırakmak amacıyla yaptığı görünüşteki bir hukuki işlemin, gerçekte başka bir hukuki sonuç doğurması için yapılan gizli anlaşmadır. Muris muvazaası, Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddesinde düzenlenmiştir. Muris muvazaasının ispatı, miras bırakanın mirasçısını miras hakkından mahrum bırakmak amacıyla yaptığı görünüşteki hukuki işlemin, gerçekte başka bir hukuki sonuç doğurması için yapılan gizli anlaşmanın varlığını ispat etmekle mümkündür. Muris muvazaasının ispatında, ispat yükü muvazaanın varlığını iddia eden tarafa aittir. Bu taraf, muvazaanın varlığını gösteren her türlü delili kullanabilir.

Muris muvazaasının ispatında kullanılabilecek deliller şunlardır:

  • Muvazaa anlaşması: Muris muvazaası, bir anlaşma olduğu için, bu anlaşmanın varlığı ispat edilmelidir. Bu anlaşma yazılı, sözlü veya fiili olarak yapılabilir.
  • Görünüşteki işlemin gerçek amacı: Muris muvazaasında, görünüşteki işlem ile gerçek işlem arasında bir çelişki vardır. Bu çelişki, muvazaanın varlığını gösteren önemli bir delildir.
  • Muris muvazaasının varlığını gösteren diğer deliller: Muris muvazaasının varlığını gösteren diğer deliller arasında, miras bırakanın mali durumu, mirasçıların mali durumu, miras bırakanın kişisel özellikleri, miras bırakanın ailevi ilişkileri gibi hususlar yer alabilir.

Muris muvazaasının ispatında, ispat araçlarının bir arada değerlendirilmesi önemlidir. Örneğin, muvazaa anlaşması ile görünüşteki işlemin gerçek amacı arasında bir çelişki olması, muvazaanın varlığını gösteren önemli bir delildir. Muris muvazaası davalarında, davanın tarafları miras bırakanın mirasçılarıdır. Saklı pay sahibi mirasçılar, muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilirler. Diğer mirasçılar da, muris muvazaası nedeniyle miras paylarının artırılması davası açabilirler.

Muris muvazaası davaları, karmaşık ve uzmanlık gerektiren davalardır. Bu nedenle, muris muvazaası davaları açmayı düşünen kişilerin bir avukattan hukuki yardım alması tavsiye edilir.

Mirastan Mal Kaçırma Nasıl Tespit Edilir?

Mirastan mal kaçırma, miras bırakanın (veya 3. kişilerin) diğer mirasçıları miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla, mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye yaptığı karşılıksız kazandırmaların, gerçeğe aykırı şekilde satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermesidir.

Mirastan mal kaçırma, Türk Medeni Kanunu’nun 277. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “Bir mirasçı, miras bırakanın ölümünden önce yaptığı kazandırmalardan, miras payına mahsuben tenkis isteyebilir. Tenkis, miras bırakanın tasarruf edebileceği miktardan fazla kazandırmaların miras paylarına orantılı olarak indirilmesini sağlayan bir hukuki yoldur.” Mirastan mal kaçırma, görünürdeki işlem ve gizli işlem olmak üzere iki unsurdan oluşur. Görünen işlem, miras bırakanın mirasçılarından birine veya üçüncü bir kişiye yaptığı kazandırma işlemidir. Gizli işlem ise, miras bırakanın gerçekte yapmak istediği işlemdir.

Mirastan mal kaçırma, aşağıdaki unsurların birlikte bulunması halinde tespit edilebilir:

  • Görünürdeki işlem: Miras bırakanın mirasçılarından birine veya üçüncü bir kişiye yaptığı kazandırma işlemidir.
  • Gizli işlem: Miras bırakanın gerçekte yapmak istediği işlemdir.
  • Muris muvazaası anlaşması: Miras bırakan ile kazandırma alan kişi arasında, kazandırmanın gerçekte bağış amaçlı olduğunu gösteren anlaşmadır.

Mirastan mal kaçırma tespiti için mirasçılar, mahkemeye tenkis davası açabilirler. Tenkis davasında, mahkeme, görünürdeki işlem ile gizli işlemin karşılaştırılması sonucunda, miras bırakanın mirasçıları aldatma amacı güdüp güdülmediğini değerlendirir.

Mirastan mal kaçırma tespiti için aşağıdaki deliller kullanılabilir:

  • Sözlü deliller: Miras bırakanın yakınları, arkadaşları ve tanıklarının ifadeleri
  • Yazılı deliller: Miras bırakanın vasiyetnamesi, satış sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi belgeler
  • Objektif deliller: Miras bırakanın maddi durumu, kazandırma yapılan kişinin ekonomik durumu, kazandırmanın yapıldığı tarih ve yer gibi bilgiler

Mirastan mal kaçırma tespiti, hukuki sürecin yanı sıra, delillerin etkin bir şekilde toplanmasına ve değerlendirilmesine de bağlıdır. Bu nedenle, tenkis davası açmayı düşünen mirasçıların, alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları tavsiye edilir.

Muris Muvazaası Davası Kimlere Açılır?

Muris muvazaası, miras bırakanın, mirasçılarından bazılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı, gerçekte bağış niteliğinde olan ancak görünüşte satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi gösterilen işlemlerdir. Muris muvazaası, miras hukukunun en önemli sorunlarından biridir. Muris muvazaası davasını, miras hakkı zarar gören herkes açabilir. Bu kişiler yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış mirasçılar da olabilir. Her mirasçı kendi hakkı için ayrı ayrı dava açma hakkına sahiptir. Mirasçıların birbirlerinden bağımsız şekilde dava açma hakkı vardır.

Muris muvazaası davasını açabilmek için, davacının miras bırakanın muvazaalı işlem yaptığına dair ispat yükü altındadır. Muris muvazaasının ispatı için, her türlü delil kullanılabilir. Mahkeme, davacının delillerini değerlendirerek muvazaanın var olup olmadığını karara bağlar. Ayrıca diğer mirasçılar da açılmış davaya onların da hakları etkilendiği için dahil edilir. 

Muris muvazaası davasında, davacının miras hakkının saklı paydan az olmamasını dikkate alması gerekir. Saklı pay, miras bırakanın mirasçılarına miras bırakması gereken en az paydır. Saklı pay sahibi mirasçılar, muris muvazaası nedeniyle aldıkları taşınmazın saklı paylarını aşan kısmının tenkisini talep edebilirler. Muris muvazaası davası, sulh hukuk mahkemesinde görülür. Dava, miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçılar tarafından açılabilir. Muris muvazaası davası açmak için, hak düşürücü süre 10 yıldır. Bu süre, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren başlar.

Muris muvazaası davasında, davacının aşağıdaki hususları dikkate alması gerekir:

  • Davacı, miras bırakanın muvazaalı işlem yaptığına dair ispat yükü altındadır.
  • Muris muvazaasının ispatı için, her türlü delil kullanılabilir.
  • Davacının miras hakkının saklı paydan az olmamasını dikkate alması gerekir.
  • Muris muvazaası davası, sulh hukuk mahkemesinde görülür.
  • Muris muvazaası davası açmak için, hak düşürücü süre 10 yıldır.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası

Muris muvazaası, mirasbırakanın gerçek iradesini gizleyerek, miras payını azaltmak veya ortadan kaldırmak amacıyla yaptığı ve görünüşte geçerli gibi görünen hukuki işlemdir. Muris muvazaası, Türk Medeni Kanunu’nun 277. maddesinde düzenlenmiştir.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, mirasbırakanın muvazaalı işlemi nedeniyle miras hakkı zedelenen mirasçıların açabileceği bir davadır. Bu dava ile, mirasbırakanın yaptığı muvazaalı işlemin geçersizliğinin tespiti ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptali talep edilir.

Muris muvazaası davasını saklı pay sahibi olsun veya olmasın tüm mirasçılar açabilir. Dava, murisin ölümü akabinde açılabilir.

Muris muvazaasının kanıtlanması için, mirasbırakanın gerçek iradesinin gizlendiğinin ve miras payını azaltmak veya ortadan kaldırmak amacıyla hareket ettiğinin ispatlanması gerekir. Bu ispat, tanık beyanları, tarafların arasındaki yazışma ve görüşmeler, mirasbırakanın sağlığında yaptığı diğer işlemler ve benzeri delillerle yapılabilir.

Muris muvazaası davasında muvazaa ispatlandığında, dava konusu taşınmazın tapu kaydı tamamen iptal edilerek tüm mirasçılar adına tescil edilmez. Sadece davacının miras payı oranında tapu iptal ve tescil kararı verilir.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açmak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:

  • Bir avukata danışarak dava dilekçesi hazırlatın.
  • Dava dilekçesini yetkili mahkemeye verin.
  • Mahkemenin vereceği tebliği aldıktan sonra, davalı tarafa cevap verme süresi içinde cevap dilekçesi verin.
  • Mahkeme, davayı duruşmalı olarak inceleyecek ve karar verecektir.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, karmaşık ve uzmanlık gerektiren bir dava türüdür. Bu nedenle, davayı açmadan önce mutlaka bir avukata danışmanız tavsiye edilir.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası

Muris muvazaası, miras bırakanın gerçek iradesini yansıtmayan, görünüşteki işlemle esastaki irade arasında çelişki bulunan ve mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılan işlemlerdir. Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davalarında, mirasçılar görünüşteki işlemin geçersiz olduğunu ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında kendi adlarına tescilini talep ederler.

Muris muvazaası davaları, saklı pay sahibi olsun veya olmasın tüm mirasçılar tarafından açılabilir. Dava, murisin (mirasbırakanın) ölümü tarihinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır.Muris muvazaası davasında muvazaanın varlığı, tarafların iradeleri ve tapu kaydının içeriği birlikte değerlendirilerek belirlenir.

Muvazaa, aşağıdaki unsurların birlikte varlığı halinde kabul edilir:

  • Görünüşteki işlemle esastaki irade arasında çelişki bulunması
  • Miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırma amacını taşıması
  • Miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmaya elverişli bir durumu bulunması

Muris muvazaası davasında muvazaanın kanıtlanması halinde, dava konusu taşınmazın tapu kaydı iptal edilir ve taşınmaz miras payları oranında mirasçılar adına tescil edilir.

Muris muvazaası davalarında dikkat edilmesi gereken hususlar:

Muris muvazaası davaları, karmaşık ve uzmanlık gerektiren davalardır. Bu nedenle, davayı açmadan önce bir avukata danışılması faydalı olacaktır. Davada muvazaanın varlığı için gerekli olan delillerin toplanması ve sunulmasında avukatın desteği önemlidir.

Muris muvazaası davalarında dikkat edilmesi gereken hususlardan bazıları şunlardır:

  • Davayı açmak için hak düşürücü süre olan 10 yılı kaçırmamak
  • Muvazaa iddiasını kanıtlayacak delilleri toplamak
  • Dava dilekçesini ve duruşmalarda sunulacak beyanları iyi hazırlamak

Muris muvazaası davaları, mirasçıların miras haklarını korumak için önemli bir yoldur. Bu davalar, miras bırakanın gerçek iradesini yansıtmayan ve mirasçılardan mal kaçırma amacını taşıyan işlemlere karşı açılabilir.

Muris Muvazaası Kabul Olmayan Haller

Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacıyla yaptığı görünüşteki hukuki işlemin, ardındaki gerçek iradeye uymayan ve nitekim geçersiz olan işlemdir. Muris muvazaası, Türk Medeni Kanunu’nun 277. maddesinde düzenlenmiştir.

Muris muvazaası davalarında, mirasçıların, miras bırakanın gerçek iradesini ortaya koymaları ve görünüşteki hukuki işlemle ardındaki gerçek iradenin çeliştiğini ispatlamaları gerekir. Bu ispat, mirasçıların elinde bulunan delillerle yapılabilir.

Muris muvazaası davalarında, miras bırakanın gerçek iradesinin, mirasçılardan mal kaçırma amacına yönelik olduğu kabul edilir. Ancak, bazı hallerde, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırma amacına yönelik olmadığı kabul edilir ve bu hallerde muris muvazaası kabul edilmez.

Muris muvazaası kabul olmayan haller şunlardır:

  • Gerçek bedeli alınarak yapılan satışlar: Miras bırakan, mirasçılarından mal kaçırma amacı olmaksızın, taşınmazını gerçek bedeli karşılığında satarsa, bu satış muris muvazaası olarak kabul edilmez.
  • Bağış yoluyla yapılan kazandırmalar: Miras bırakan, mirasçılarından mal kaçırma amacı olmaksızın, taşınmazını bağış yoluyla devretmişse, bu bağış muris muvazaası olarak kabul edilmez.
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi: Miras bırakan, mirasçılarından mal kaçırma amacı olmaksızın, taşınmazını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devretmişse, bu sözleşme muris muvazaası olarak kabul edilmez.
  • Paylaştırma (denkleştirme) kastının bulunması: Miras bırakan, mirasçılarının bütününü kapsar bir şekilde paylaştırmada bulunursa, bu halde de muris muvazaası kabul edilmez.

Muris muvazaası, miras hukukunda önemli bir konudur. Bu konuda dava açmayı düşünen kişilerin, konuyu iyi bir şekilde araştırarak ve bir avukata danışarak hareket etmeleri gerekir.

Muris Muvazaası Zamanaşımı

Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı ve görünürde geçerli olmakla birlikte gerçekte hukuki sonuç doğurmayan işlemlerdir. Muris muvazaası davaları, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir.

Muris muvazaası davasında zamanaşımı süresi, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Bu nedenle, ayni haklar için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaz. Muris muvazaası davaları, ayni haklardan olan tapu iptali ve tescil davasına dayandığından, zamanaşımı süresine tabi değildir. Yargıtay, muris muvazaası davalarında zamanaşımı süresinin bulunmadığını açıkça kabul etmiştir. Yargıtay’ın bu görüşü, miras hakkının korunması ve mirasçıların haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi amacıyla kabul edilmiştir.

Muris muvazaası davalarında zamanaşımı süresi bulunmadığından, dava miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Bu durum, mirasçıların haklarını korumaları açısından önemli bir avantajdır. Muris muvazaası davalarında zamanaşımı süresinin bulunmaması, şu şekilde özetlenebilir: Muris muvazaası davaları, ayni haklar için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi değildir. Muris muvazaası davaları, miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir.

Muris Muvazaası Red Kararları

Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla gerçek iradesini gizleyerek, görünüşte geçerli bir işlem yapmayı ifade eder. Muris muvazaası halinde, görünürdeki işlem hükümsüzdür ve gizlenen gerçek işlem geçerlidir.

Muris muvazaası iddiaları ile açılan davalarda, mirasçılar, miras bırakanın gerçek iradesinin gizlendiğini ve asıl amacının mirasçıdan mal kaçırmak olduğunu ispat etmek zorundadır. Bu ispat, genellikle miras bırakanın sağlığında yapılan beyanlar, tanık ifadeleri, miras bırakanın mali durumu ve işlem tarihindeki genel ekonomik koşullar gibi delillerle yapılır. Muris muvazaası davalarında, davayı reddeden kararlar da verilebilir. Bu kararlarda, miras bırakanın gerçek iradesinin gizlenmediği, görünürdeki işlemin geçerli olduğu sonucuna varılır.

Muris muvazaası red kararlarına örnek olarak şu durumlar verilebilir:

  • Elden yapılan bağışlamalar: Miras bırakan, mirasçısına elden bir taşınmaz veya para bağışlamıştır. Bu durumda, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, görünürdeki işlemin geçerli olduğu kabul edilebilir.
  • Denkleştirmeye tabi yapılan bağışlamalar: Miras bırakan, mirasçısına bir taşınmaz bağışlamıştır. Ancak, bu bağış, miras bırakanın diğer mirasçılarına yapılacak denkleştirmeye tabidir. Bu durumda, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, görünürdeki işlemin geçerli olduğu kabul edilebilir.
  • Evlilik sözleşmesinin varlığı haliyle yapılan işlemler: Miras bırakan, evlilik sözleşmesi yaparak, eşine belirli bir malvarlığı üzerinde hak sağlamıştır. Bu durumda, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, görünürdeki işlemin geçerli olduğu kabul edilebilir.
  • Miras bırakanın evlat edinme iradesi: Miras bırakan, mirasçılarından birinin çocuğunu evlat edinmiştir. Bu durumda, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, görünürdeki işlemin geçerli olduğu kabul edilebilir.
  • Kadastro tespit işlemleri sırasında murisin irade beyanında bulunması: Miras bırakan, kadastro tespit işlemleri sırasında, taşınmazını belirli bir kişiye tahsis ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, görünürdeki işlemin geçerli olduğu kabul edilebilir.
  • Miras bırakanın yapmış olduğu borçlandırıcı işlemler: Miras bırakan, mirasçısına bir borç vermiştir. Bu durumda, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, görünürdeki işlemin geçerli olduğu kabul edilebilir.

Muris muvazaası davalarında, davayı reddeden kararlara itiraz edilmesi mümkündür. Bu durumda, davacı, kararı veren mahkemenin bulunduğu bölge adliye mahkemesine istinaf başvurusunda bulunabilir.

Muris Muvazaasında Tanık Beyanları

Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacıyla yaptığı, görünüşte geçerli olan ancak gerçekte geçerli olmayan bir sözleşmedir. Muris muvazaasında, miras bırakan ile sözleşmenin karşı tarafı, aralarında yaptıkları bağış sözleşmesini genellikle satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile gizlemektedirler. Muris muvazaasının ispatı, mirasçılara aittir. Bu ispat, miras bırakanın gerçek iradesini ortaya koyan her türlü delille yapılabilir. Muris muvazaasında tanık beyanları, önemli bir delil niteliğindedir.

Tanık beyanlarının muris muvazaası ispatında kabul edilebilmesi için, aşağıdaki şartları taşıması gerekir:

  • Tanıkların, muris muvazaası konusunda bilgi sahibi olmaları gerekir.
  • Tanıkların beyanlarının, muris muvazaasının varlığına kesin delil teşkil etmesi gerekir.
  • Tanıkların beyanlarının, tarafsız ve objektif olması gerekir.

Muris muvazaasına ilişkin tanık beyanlarının, davayı kazanmada önemli bir etkisi olabilir. Bu nedenle, muris muvazaası iddiasını ispat etmek isteyen mirasçıların, tanık beyanlarını dikkatlice değerlendirmeleri ve gerekirse tanıkları dinlemeleri gerekir.

Muris Muvazaasında Tanık Beyanlarının Önemi

Muris muvazaasında tanık beyanları, miras bırakanın gerçek iradesini ortaya koymada önemli bir rol oynamaktadır. Tanık beyanları, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacını gösteren ifadeler içeriyorsa, muris muvazaasının varlığını ispatlamaya yardımcı olabilir.

Muris muvazaasında tanık beyanlarının önemi şu şekilde sıralanabilir:

  • Tanık beyanları, miras bırakanın gerçek iradesini ortaya koymaya yardımcı olur.
  • Tanık beyanları, muris muvazaasının varlığına kesin delil teşkil edebilir.
  • Tanık beyanları, davayı kazanmada önemli bir etkiye sahip olabilir.
  • Muris muvazaası iddiasıyla dava açacak olan mirasçıların, tanık beyanlarını dikkatlice değerlendirmeleri ve gerekirse tanıkları dinlemeleri gerekir.

Muris Muvazaası 3. Kişiye Satış Zamanaşımı

Muris muvazaası, miras bırakanın gerçek iradesini yansıtmayan, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılan ve görünüşte geçerli olan hukuki işlemlerdir. Muris muvazaası davaları, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilen ve taşınmazların tapu kaydının iptali ve miras payı oranında mirasçıya tescili talebini içeren davalardır.

Muris muvazaası davalarında zamanaşımı söz konusu değildir. Yani, bu davalar miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Ancak, 3. kişiye yapılan satışlarda, tapu kaydının iptali için tapu iptal ve tescil davasının açılması gerekir. Tapu iptal ve tescil davaları, tapu kaydının yapıldığı tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.

Bu nedenle, 3. kişiye yapılan satışlarda, muris muvazaası davasının tapu iptal ve tescil davası ile birlikte açılması gerekir. Aksi takdirde, tapu kaydının iptali için açılacak tapu iptal ve tescil davası zamanaşımı nedeniyle reddedilebilir.

Muris Muvazaası Davalı Savunması

Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacıyla yaptığı ve gerçekte bağış niteliğinde olan ancak görünüşte satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi gösterilen işlemleri ifade eder. Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açıldığında, davalı olarak gösterilen kişi, muvazaanın varlığını ve miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma iradesini ispat etmek zorundadır.

Davalı savunmasında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • Muris muvazaasının varlığını ispat etmek için davacı tarafından ileri sürülen delillerin değerlendirilmesi gerekir. Örneğin, davacı, miras bırakanın sağlık durumu, mirasçılarla olan ilişkileri, taşınmazın zilyetliği gibi hususlara ilişkin deliller sunabilir.
  • Muris muvazaasının varlığını ispat etmek için davalı tarafından da deliller ileri sürülebilir. Örneğin, miras bırakanın taşınmazın bedelini ödediğine dair makbuzlar, taşınmazın zilyetliğini davalı tarafından kullandığına dair belgeler gibi deliller sunulabilir.
  • Muris muvazaasının varlığını ispat etmek için davalı, miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma iradesini gösteren karinelerden de yararlanabilir. Örneğin, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacıyla yaptığı diğer işlemler, miras bırakanın mirasçılarla olan ilişkileri, taşınmazın bedelinin düşük olması gibi hususlar karine olarak kabul edilebilir.

Muris muvazaası davasında, davalı savunması dikkatli bir şekilde hazırlanmalı ve delillerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bu nedenle, davalı olarak gösterilen kişilerin bir avukattan hukuki yardım alması faydalı olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir