Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.158/1.f)
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, internet dolandırıcılığı veya en genel ifadesiyle bilişim yoluyla dolandırıcılık konusu, gençlerimizin ve ailelerinin kanayan yarası haline geldi. Binlerce insan onlarca bazen yüzlerce ağır ceza dosyası ile karşı karşıyadır. Yargılama aşamasında avukat desteği alamayan kişiler ise cezaevinde bulunmaktadır. En vahimi ise bu suçlardan dolayı cezaevinde olan kişiler neden cezaevinde olduğunu, ne kadar süre cezaevinde kalacaklarını, ne zaman tahliye olacaklarını bilmemektedir. Düzenli olarak cezaevi tarafından kendilerine müddetname verilmekte, her müddetnameyi ellerine aldıklarında cezalarının katlandığı görmektedirler.
Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunun Oluşması
Kişilerin (bundan sonra sanık olarak ifade edilecek) bilerek ya da bilmeyerek internet dolandırıcılığı, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna karışmaları çeşitli şekillerde olabilmektedir. Bunlar arasında en bilineni ve en vahim olanı, sanığın doğrudan banka hesap kartlarını, banka kartı ve mobil bankacılık şifrelerini tanıdığı/güvendiği ya da hiç tanımadığı kişilere vermesidir. Mahkeme aşamasında hakimler, “bir kişinin tanımadığı birine banka kartlarını şifresi ile birlikte vermesi hayatın olağan akışına aykırı” olduğu düşüncesiyle, hesaplarını üçüncü kişilere veren bu kişiler hakkında doğrudan “suç işleme eylemine iştirak ettiği/katıldığı” şeklinde değerlendirme yapmakta ve cezalandırma yoluna gitmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesine yer alan “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” dolandırıcılık suçunda mutlaka bu konuda uzman bir ceza avukatı ile çalışılmalıdır. Çünkü kanunda yazılı olan cezanın alt sınırı 4 yıldır. Ve her olay için ayrı bir ceza verilir. On kişinin şikayet ettiği bir durumda, yargılama tamamlandığında her şikayetçi için 4 yıl hapis cezası olmak üzere toplam 40 yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalmak söz konusu olabilir.
Ancak burada suç olan, banka kartlarını vermek değildir. Suç olan, verdiği banka kartı ile başkalarının dolandırılmasıdır. Bu suçlar, mağdur olan insanların genellikle internetteki facebook, instagram, twitter (X) gibi sosyal medya hesaplarındaki sahte ilan sayfalarına girmeleri, bu sitedeki sahte vaatlere kanmaları ile oluşmaktadır. Bu şekilde işlenen suçlarda yargılama, “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan yargılama yapılmakta ve cezalandırma yoluna gidilmektedir.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun oluşmasında unsur özetle şudur: Bilişim sistemi sadece bir araç olup bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılır olması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmış ve daha ağır cezaya tabi tutulmuştur. Uygulamada bu eylemin, sıklıkla, sahibinden.com, trendyol vb. alışveriş siteleri, instagram, tiktok, facebook gibi sosyal medya mecraları, araç kiralama şirketleri üzerinden yapıldığı görülmektedir.
Kaparo Dolandırıcılığı (Araç Kiralama Dolandırıcılığı)
Uygulamada kapora dolandırıcılığı olarak bilinen suçlarda sanıklar, mağdurları sahte oluşturulmuş araç kiralama şirketi sayfalarına yönlendirmektedir. Sonrasında WhatsApp üzerinden yapılan mesajlaşmalarda ise mağdura piyasaya göre düşük araç kiralama bedeli söyleyerek mağdurun kaçmasını ve açılan sayfanın dolandırıcılık için açılmış sahte hesap olduğunu anlamasını önlemektir. Genellikle mağdurlar, sahte sayfa olarak açılan bu ilan sayfasındaki araçların kiralama bedellerinin düşük olduğunu fırsat bilip, aracı bir an önce kiralamak istemektedir. Mağdur tarafından istenilen kapora bedeli gönderildikten sonra sanıklar tarafından mağdurdan çeşitli bahanelerle (açıklama kısmının yanlış yazıldığı, verilen kodun yanlış yazıldığı, paranın sistemde takıldığı vs.) tekraren para istemektedir. Mağdur eğer para isteyen kişilerin dolandırıcı olduğunu anlamaz ise maalesef her defasında istedikleri paraları göndermektedir.
İnstagram Dolandırıcılığı
Yine uzun süredir instagram üzerinden kıyafet satan butik sayfalar aracılığıyla dolandırıcılık eylemleri gerçekleşmektedir. Bu konuda olay şu şekilde işlemektedir:
- Instagram’dan kadın kıyafeti satan butik sayfası açılır,
- Binlerce fotoğraf yüklenip sahte takipçiler alınır,
- Piyasanın çok altında fiyatlarla, gerek kampanyalar aracılığıyla gerekse başka bahaneler bularak mağdurun alışveriş yapması sağlanır.
Yine buradaki tüm işlemler WhatsApp üzerinden yazışmalar ile yapılır. Alışveriş bedeli gönderildikten sonra mağdur kişi ya aranır ya da WhatsApp’tan yazmak suretiyle “kodun yanlış girildiği, paranın tekrar gönderilmesi gerektiği, vergi ödemesi çıktığı” gibi bahanelerle her defasında daha fazla para alınır. Sonunda mağdur her yerden engellenir.
Bu tür suçların işlenebilmesi için en önemli araç, mağdurun para gönderebileceği bir banka hesabıdır. Çünkü mağdurun para göndereceği bir banka hesabı olmadığı sürece bu suç işlenemez. Yine mağdurun şikayeti üzerine ilk tespit edilen kişi, banka hesabının sahibidir. Detaylı bir araştırma yapılmaz ise, ceza yiyecek kişi de banka hesabının sahibidir.
Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Sıkça Sorulan Sorular
Banka kartlarını ve mobil bankacılık hesaplarını başkalarına bilerek ya da bilmeden veren kişiler tarafımıza da gerek mail, gerek ofis telefonundan arayarak, gerekse mesaj atarak bir çok soru gelmektedir. Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna dair en çok merak edilen konular ve sıkça sorulan başlıca sorular şunlardır:
- Hesaplarımı verdim ama gelen paralardan haberim olmadı, para da almadım, beraat edebilir miyim?
- Banka kartlarımı verdiğim kişileri tanımıyorum, beni her yerden engellediler ne yapmalıyım?
- Banka kartlarımı verdiğim kişileri savcılığa şikayet etsem sonuç alır mıyım?
- Bu suçtan dolayı ceza yersem adli sicil kaydıma işler mi? Memur olabilir miyim? Ya da özel sektörde iş bulabilir miyim?
- Bana para gönderen kişiler daha sonra beni icraya verebilir mi? Evime haciz gelir mi?
- Sadece hesabıma para gelmesi ceza almam için yeterli mi?
- Eğer ceza yersem kaç yıl hapis cezası alırım ve kaç yıl hapiste yatarım? (4 yıl hapis cezasının yatarı ne kadar?)
- Bu suçtan dolayı beraat etme ihtimalim var mı?
- Bu suçlardan nasıl beraat edilir?
- Bu suçlar uzlaşmaya tabii mi? Şikâyet eden kişi ile uzlaşırsam ve parasını geri gönderirsem cezam düşer mi?
- Şikayetçinin zararını karşılamak, suçu kabul anlamına gelir mi? Şikâyet edenlerin zararlarını karşılarsam yine de ceza yer miyim?
Bu makalemizde elimizden geldiğince, uygulamadaki tecrübelerimizden faydalanarak bu soruları cevaplamaya ve işleyen süreçleri anlatmaya çalışacağız. Makalemizin giriş kısmında da ifade ettiğimiz üzere, banka kartlarını ve mobil bankacılık şifrelerini üçüncü kişilere veren kişiler hakkında dolandırıcılık suçundan dava açılır ve çok yüksek ihtimalle ceza verilir.
Şimdi bu sorulara sırayla cevap verelim:
1. Hesaplarımı verdim ama gelen paralardan haberim olmadı, para da almadım, beraat edebilir miyim?
Bu yönde yapılan savunmalara soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkemeler tarafından itibar edilmemektedir. Çünkü yargılamayı yapan mahkemeler, banka kartlarının menfaatsiz bir şekilde tanımadığı kişilere verilmesini mantıklı ve inandırıcı bulmamaktadır. Her ne kadar sanık gerçekten de banka kartlarını vermiş ancak karşılığında herhangi bir para almamış ise de, mahkemeler bu savunmalara inanmamaktadır. Sanığın mahkemelerde yaptığı tek savunma bu olunca da, maalesef ağır cezalar almaktadır. Burada yapılması gereken her ne suretle olursa olsun, mağdur ile iletişime geçip mağdurun zararını gidermektir.
2. Banka kartlarımı verdiğim kişileri tanımıyorum, beni her yerden engellediler ne yapmalıyım?
Maalesef bu durum uygulamada çok fazla rastladığımız sorulardan biridir. Banka kartlarını alan kişilerin banka kartlarını illegal işlerde kullanacağını düşündüğünüz an yine sizi WhatsApptan engellediği an hemen hem karakola gidip şikayetçi olmanız hem de bankaya gidip kartlarınızla ilgili kayıp çalıntı ihbarında bulunmanız lazım. Bu yönde bir savunma yapmanız halinde, mahkeme tarafından sizin banka hesaplarınızı kapatıp kapatmadığınıza bakmakta ve bu konu ile ilgili bankaya yazı yazmaktadır. Gelen banka yazı cevabında sizin dolandırıcılık suçunda kullandığınız banka hesaplarınızın kapatılmadığı ve aktif olduğu anlaşılırsa, maalesef hakkınızda cezalandırma yoluna gidilecektir.
3. Banka kartlarımı verdiğim kişileri savcılığa şikayet etsem sonuç alır mıyım?
Eğer kartlarınızı ve şifrenizi verdiğiniz kişilerin açık kimlik bilgilerini biliyor iseniz ve verdiğiniz bilgiler doğru çıkarsa hakkınızda ya ceza verilmesine yok olmadığı kararı ya da etkin pişmanlık kapsamında cezanızda indirime gidilir. Bu hem açılan davalarda hiç ceza almamanızı hem de hakkınızda daha fazla dava açılmamasını sağlar. Çünkü hesaplarınıza gelen her para bir dava dosyası demektedir. Hesabınıza bir gün içinde on defa para gelirse şikayet halinde hakkınıza on dava dosyası açılacak anlamına gelecektir.
4. Bu suçtan dolayı ceza yersem adli sicil kaydıma işler mi ? Memur olabilir miyim? Ya da özel sektörde iş bulabilir miyim? Güvenlik soruşturmamda çıkar mı?
Nitelikli dolandırıcılık suçunun ceza alt sınırı 4 yıldır. Alt sınırının 2 yıl ve üzerine olması sebebiyle CMK m.231’de yazılı Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumundan faydalanılması mümkün olmamaktadır. Bu sebeple ceza alındığı zaman adli sicil kaydına işlemektedir. Alınan cezanın adli sicil kaydında görünmesi sebebiyle de memuriyete engel durum oluşturmaktadır. Yine özel sektörde işe alım sürecinde adli sicil ve arşiv kaydının işveren tarafından talep edilmesi halinde alınan ceza görülecektir. Yine güvenlik soruşturmasında maalesef olumsuz neticelerle sonuçlanmaktadır.
5. Bana para gönderen kişiler daha sonra beni icraya verebilir mi? Evime haciz gelir mi?
Bu hususta tarafımıza çok fazla sorulan sorulardan biridir. Çünkü şikayetçiler, hem suç duyurusunda bulunmakta hem de icra takibi yapmaktadır. Şikayetçilerin icra takibi yapmasının sebebi; ceza yargılamasının çok uzun sürmesi ve parasının değer kaybetmesidir. İcra takibi ise daha kısa sürede sonuçlanmaktadır. Bu tür olaylarda şikayetçilerin asıl amacı, parasını kurtarmak olup, faillerin cezalandırılmaları ile çok ilgilenmemektedir. Bu sebeple, şikayetçi tarafından icra takibi yapılabilir, gelen ödeme emrine 7 gün içinde itiraz edilmemesi halinde haciz işlemlerine başlanılabilir. Bu hususta bir ceza avukatından destek almak çok önemlidir.
6. Sadece hesabıma para gelmesi ceza almam için yeterli mi?
Kanunen ve Yargıtay içtihatlarına göre, sadece hesaba para gelmesi mahkumiyet için yeterli değildir. Ancak ilk derece mahkemeleri bu konuda önyargılı hareket ederek, hesabına para gelen sanığı cezalandırmaktadır. Ceza miktarı itibariyle bu davaların çok büyük kısmı temyiz incelemesine tabi olmayıp, istinaf aşamasında kesinleşmektedir. Temyiz incelemesine giden dava dosyalarında, sadece hesaba para gelmesi sebebiyle verilen mahkumiyet kararının bozulduğu tarafımızca tecrübe edilmekle birlikte, istinaf daireleri bu konuda yeterli hassasiyeti göstermemekte ve verilen mahkumiyet kararını onamaktadır.
7. Eğer ceza yersem kaç yıl hapis cezası alırım ve kaç yıl hapiste yatarım? (4 yıl ceza alan ne kadar yatar?)
Dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçları, İnfaz Kanununda yer alan istisnai suçlardan olmayıp, ½ koşullu salıverilme oranı ve 1 yıl denetimli serbestlik hakkı bulunmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse; 4 yıl hapis cezası alındığı durumda, ½ koşullu salıverilme ve 1 yıl denetimli serbestlik uygulandığında, cezaevinde geçirilecek süre 12 aydır. Netice ceza 10 yılın altında olduğu için, 12 aylık hapis cezasının 1 ayı kapalı ceza infaz kurumunda, 11 ayı açık ceza infaz kurumunda geçmektedir. İyi halli olunması durumunda, 12 aylık yatar tamamlandıktan sonra denetimli serbestliğe hak kazanılacaktır.
8. Bu suçtan dolayı beraat etme ihtimalim var mı?
Her suçtan olduğu gibi bu suçtan da beraat etme ihtimali bulunmaktadır. Bu hususta tecrübeli bir ceza avukatı ile çalışmak beraat etme ihtimalini güçlendirecektir. Avukatsız takip edilen dava süreçlerinin tamamı aleyhe sonuçlanmaktadır.
9. Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçlarından nasıl beraat edilir?
Avukatla takip edilen davalarda, sizi temsilen avukatınız ilk derece mahkemesinden, Yargıtay’ın emsal kararlarında belirtilen delillerin toplanmasını talep eder. Delillerin toplanması ile birlikte delillerin lehe olması halinde beraat etme ihtimaliniz çok yüksektir. Olayın asıl faillerinin tespit edilmesi halinde, yine beraat etme ihtimaliniz yüksektir. Ancak her şeyden önemlisi, bu sürecin beraat ile sonuçlanması, alanında uzman bir ceza avukatı ile yürütülmesi halinde söz konusu olur.
10. Bu suçlar uzlaşmaya tabii mi? Şikâyet eden kişi ile uzlaşırsam ve parasını geri gönderirsem cezam düşer mi?
Uygulamada en fazla denk geldiğimiz sorulardan biridir. Basit dolandırıcılık (TCK m.157) kapsamındaki suçlar uzlaşmaya tabi suçlardır. Soruşturma aşamasında atanan uzlaştırmacı aracılığıyla tarafların uzlaşması halinde dava düşer. Soruşturma aşamasında tarafların uzlaşamaması halinde, mahkeme aşamasında tekrar uzlaşma şansınız bulunmamaktadır.
11. Şikayetçinin zararını karşılamak, suçu kabul anlamına gelir mi? Şikâyet edenlerin zararlarını karşılarsam yine de ceza yer miyim?
Yargıtay’ın bu konuda içtihat haline gelmiş kararları mevcuttur. Sanık tarafından müştekinin zararının giderilmesi, suçu kabul ettiği anlamına gelmemektedir. Uygulamada da, ilk derece mahkemeleri Yargıtay’ın işbu içtihadını uygulamaktadır. Özetle; zararın karşılanması suçu kabul anlamına gelmemektedir. Bu sebeple, davanın gidişatına göre, karşılanması ağır bir ceza almanızın önüne geçmek mümkün olabilir. Avukatınız aracılığıyla bu husus, yargılamanın her aşamasında gündemde tutulmalıdır. Çünkü zarar, mahkeme aşamasında sadece karar verilmesine kadar geçerlidir. Mahkeme karar verdikten sonra zarar giderilmesi etkin pişmanlık kapsamına girmemektedir.
Kanun ve Yargıtay Kararlarına Göre, Bilişim Sistemleri, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.158/1.f)
Bilgisayar, İnternet ve Bilişim Nedir?
Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğünde bilgisayar, “elektronik beyin” veya “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” olarak adlandırılır. Bu, “çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran, bilgileri depolayan elektronik araç, elektronik beyin” anlamına gelmektedir.
İnternet ise, dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarın birbirlerine bağlanmaları ile oluşan global bir bilgisayar ağı sistemini ifade eder. Bilişim de; “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi” olarak tanımlanmaktadır. Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretideki baskın görüşlere göre de, bilişim sisteminin, verileri toplanıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkanı veren manyetik sistemler olduğu kabul edilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) Bilişim Suçları Nelerdir?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bilişim suçları; “Bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmekle beraber ayrıca, çeşitli bölümlerde de bilişim sistemleriyle işlenmesi mümkün olan suç tiplerine yer verilmiştir.
“Bilişim alanında suçlar” bölümünde yer alan Türk Ceza Kanunu 243. maddesinde bilişim sistemine girme, TCK 244. maddesinde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, TCK 245. maddesinde banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları düzenlenmiştir.
Bunun yanında, “Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” bölümünde yer alan TCK 135. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, TCK 136. maddesinde kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, TCK 138. maddesinde ise verilerin yok edilmemesi suçları bilişim suçu olarak nitelendirilebilecek şekilde düzenlenmiştir.
Öte yandan, TCK 132. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal, TCK 124. maddesinde haberleşmenin engellenmesi, 125/2. maddesinde hakaret suçu, 142/2. maddesinin (e) bendinde hırsızlık, 158/1. maddesinin (f) bendinde dolandırıcılık, 226. maddesinde müstehcenlik, 163. maddesinde karşılıksız yararlanma suç tiplerinin, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmeleri mümkün kabul edilmiştir.
5237 sayılı TCK’nın “Dolandırıcılık” başlıklı 157. maddesi; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklinde düzenlenmiştir. Suçun daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hallerine ise TCK 158. maddede yer verilmiştir.
Bilişim Sistemleri, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunun Unsurları
Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK 158. maddesinde düzenlenmiştir. Malvarlığının yanı sıra, irade özgürlüğünün de korunduğu bu tip dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için şu şartların, birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
2) Bu hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması.
Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar olmalıdır.
Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. TCK 158. madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu TCK’nın 158/1-f maddesinde; “(1) Dolandırıcılık suçunun;….f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,…İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Madde gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır” açıklamalarına yer verilmiş olup, bu bentte bilişim sistemleri ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık olmak üzere birden fazla nitelikli hal kabul edilmiştir.
Sonuç
Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiştir. Bilişim, gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.