Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Cezası; Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanımı suçu, TCK m.245’te düzenlenmiştir. Bu madde de ise kötüye kullanım üst başlığı altında üç farklı suç tipi düzenlenmiştir. Bu suç tiplerinden hangisinin işlendiğine ve somut olayın özelliklerine göre ceza miktarları farklılaşacaktır.
Türk Ceza Kanunu
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(…)
Banka ve Kredi Kartı Dolandırıcılığında Bankanın Sorumluluğu
Türk Ceza Adalet Sistemi’nde gerçek veya tüzel bir kişinin -banka bir tüzel kişidir- cezalandırılması için kusurlu bir eylemi gerekmektedir. Bu noktada gerçek kişilere hükmedildiği gibi tüzel kişilere hapis cezası verilmemektedir. Bu tüzel kişilere özgü farklı yaptırımlar uygulanmaktadır.
Söz konusu suçtan kaynaklanan uğranılan zararın giderilmesi noktasında sorumluluk ise Kredi kartı ve banka kartına ilişkin herhangi bir bilginin veya doğrudan kartların çalınması, kaybolması veya iradesi dışında herhangi bir şekilde elinden çıkmış olması halinde hemen kartı çıkarttığını, bankayı durumdan haberdar ederek kartın bloke edilmesini ve her türlü kullanımının engellemesini sağlamalıdır.
Aksi takdirde uğranılan zarar bakımından kredi kartı dolandırıcılığında bankanın sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bildirilmesinden önce yirmi dört saat içerisindeki yapılmış harcamanın 150 Türk Lirası’ndan –yıllık değerleme oranına göre değişkenlik göstermektedir- yine kart sahibi sorumlu olacaktır.
Genel Dolandırıcılık Suçu ile ilgili makalemiz için ilgili başlığa bakabilirsiniz.
Banka Ve Kredi Kartı Dolandırıcılığına Uğradım Ne Yapmalıyım
Öncelikle banka veya kredi kartının rızanız dışında elinizden çıkmış olmasından ötürü pek çok ekonomik tehlike ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu noktada telafisi güç zararların önüne geçmek adına ilk olarak banka veya kredi kartını imal ve kullanımınıza tahsis eden bankayı hemen durumdan haberdar ederek banka veya kredi kartının kullanımının kapatılmasını sağlamalısınız.
Bundan sonraki süreçte ise yerleşim yerinizde mevcut bir Polis karakolu veya Başsavcılığa giderek durumunuzu bildirir bir ihbarda bulunmalısınız. Bundan sonraki süreçte suçun re’sen araştırma ilkesine tabi olmasından kaynaklı olarak başsavcılık hemen tahkikata girişerek suçun işlendiğine, kim tarafından nasıl bir şekilde gerçekleştiğine dair suç bulgularını toplayacaktır.
Başsavcılık yeterli şüphenin de oluşmasıyla iddianameyi düzenleyerek kamu davası açılması yönünde talepte bulunacaktır. Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması durumundan kurtulmak veya en az zararla bu sorunu çözmek için bunları yapmanız elzemdir.
Banka Ve Kredi Kartı Dolandırıcılığı Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Ceza mahkemeleri, asliye ceza mahkemeleri ve ağır ceza mahkemelerinden oluşmaktadır. Bu noktada işlenen suçun hangi mahkemenin görev ve yetkisinde olduğunun tespiti önemli bir konudur. Görevli ceza mahkemesinin belirlenmesinde dikkate alınan düzenleme 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. Maddesinin atfıyla 5235 sayılı Mahkemeler Teşkilatı Kanunu olarak isimlendirebileceğimiz kanunda belirtilmiştir.
Bu kanunun 12. Maddesinde ağır ceza mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu suçlar belirtilmiştir. Bizim için önemli olan noktaya değinmekle yetinerek şunu belirtelim ki ağır ceza mahkemesi ve sulh ceza hakimliğinin dışındaki tüm işler asliye ceza mahkemesi tarafından görülmektedir. Ağır ceza mahkemesi ise katalog suçların dışında, suç için öngörülen ceza üst sınırı 10 yıl ve daha fazla olan hapis cezası gerektiren suçlara bakmaktadır.
Bu anlatılanlar ışığında TCK m. 245’te düzenlenen Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması başlıklı maddenin altındaki suç tipleri için görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Yetkili Mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Banka Ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması
TCK m.245 Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması başlığı altında 3 farklı suç tipi düzenlemiştir. Bu suç tipleri Türk Ceza Kanunu’nun Bilişim Alanında Suçlar bölümünde vazedilmiştir. TCK m.245/f.1 hükmü ile “Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Kanun koyucu, halk arasında banka ve kredi kartı dolandırıcılığı olarak da bilinen suçun tanımını yapmıştır.
TCK m.245/f.2 hükmünde ise “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Birinci fıkrada düzenlenen suç tipinden ayrı olarak burada, başka bir şahsa ait banka hesabı, bağlantı kurduğu ve hesap bilgilerini kendisi veya başka birisi tarafından üretilmiş karta entegre ederek bunu ücretsiz veya belli bir ücret karşılığında başkasına vermesi halinde bu suç tipini işlemiş kabul etmektedir.
Ayrıca üreten kişinin veya kartı verdiği kişinin bu kartı kullanıp kullanmadığı önem arz etmeksizin TCK m.245/f.2 uyarınca cezai işlem tatbik edilecektir.
TCK m.245/f.3 ise “Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Bahsettiğimiz üzere sahte şekilde oluşturulan veya sahtecilik yapılarak üretilmiş veya bu sahte kartın devralınması akabinde kullanılması halinde ve ortaya menfaat çıkması durumunda bu sefer yalnızca TCK m.245/f.3 uyarınca cezalandırma söz konusu olacaktır.
Başkasına Ait Banka ve Kredi Kartının İzinsiz Kullanılmasıyla Yarar Sağlama
Başka bir şahsa ait banka veya kredi kartı kullanılması halinde kartı ele geçiren kimsenin kendisine veya başkasına yarar sağlaması halinin suç oluşturup oluşturulmadığının tespitinde birkaç hususun irdelenmesi gerekmektedir. Bunlar:
- Ele geçirilmiş banka veya kredi kartının içerisinde mevcut bir bakiyenin bulunması gerekmektedir.
- Ayrıca kredi kartı veya banka kartı, kart sahibinin rızası dışında elinden çıkmış olması gerekir.
Eğer bir kişiden habersiz ve izin almaksızın banka veya kredi kartını kullanmış ve kart kullanılabilir bir ekonomik değeri de taşıyorsa, 1 TL dahi olsa çok küçük bir menfaat temin etmişse TCK m.245/f.1 uyarınca cezalandırılması söz konusu olacaktır.
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Uzlaşmaya Tabi Midir?
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinde düzenlenmiştir ve uzlaşmaya tabi değildir. Bu suç tipinde, her bir fıkra için belirlenen ceza üst sınırı 3 yılın üzerindedir. Dolayısıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında yer alan uzlaştırma hükümleri banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda uygulanmaz.
Uzlaştırma, yalnızca ceza üst sınırı 3 yılı geçmeyen suçlar veya belirli şikâyete bağlı suçlar için geçerlidir. Bu durumda söz konusu suçun niteliği ve ceza miktarı nedeniyle uzlaşma prosedürü devreye girmemektedir.
Anlatılanlar ışığında TCK m.245’te düzenlenmiş olan banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması başlığı altındaki suç tipleri için her fıkra bakımından ceza üst sınırı 3 yılın üzerindedir. Dolayısıyla bu suçla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda uzlaşma yoluna gidilmesi mümkün değildir.
Banka Ve Kredi Kartı Dolandırıcılığında Para Geri Alınabilir Mi?
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun işlenmesi halinde kartı elinden çıkan kişinin uğradığı zararın giderilmesi mümkündür. Bu süreç, kredi kartı dolandırıcılığında bankanın sorumluluğu ile yakından ilişkilidir. Eğer müşteri, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması durumunu fark ettiğinde hızla bankaya bildirirse, genellikle banka müşterinin zararını karşılar.
Kredi kartı dolandırıcılığında bankanın sorumluluğu, müşterinin bildirim süresi ve dolandırıcılık türüne göre değişiklik gösterebilir. Bankalar, yasal çerçevede güvenlik önlemleri sağlasa da, kullanıcıların bilinçli ve dikkatli olması gerekir.
Bu suçun failinin cezalandırılması ise ceza hukukunu ilgilendiren bir mesele iken uğranılan zararın giderilmesi ise özel hukuk alanına ilişkin bir meseledir. Karttan hukuka aykırı bir şekilde yarar elde eden kişi aynı zamanda haksız bir fiil gerçekleştirmiş olur. Bu fiilden ötürü asliye hukuk mahkemelerinde dava açılarak, uğranılan zararın sınırları tespit edilerek zararın tazmini istenebilir.
Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Yurt Dışından İşlenmesi
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması, yurt dışından işlendiğinde daha karmaşık bir hale gelebilir. Özellikle kredi kartı dolandırıcılığında bankanın sorumluluğu, bu durumda uluslararası hukuk ve bankalar arası anlaşmalara bağlıdır. Yurt dışından gerçekleştirilen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması vakalarında, kart sahibi genellikle işlemi fark edip bankaya bildirdiğinde banka bu işlemi incelemeye alır. Ancak bankanın sorumluluğu, kart sahibinin dolandırıcılık bildirimini hızlı yapması ve bankanın güvenlik sistemlerinin yeterliliğine göre şekillenir.
Yurt dışında yaşayan bir kişinin Türkiye sınırları içerisindeki bir kişinin rızası dışında kredi kartı veya banka kartını kullanarak kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması halinde bu kişinin ele geçirilmesi çok zor bir süreç olacaktır.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması yurtdışından olduğunda Türk adli ve kolluk makamlarının yetkisi Türkiye sınırlarından ibarettir. Bu noktada CMK m.14 yabancı ülkelerde işlenen suçların soruşturulması ve kovuşturulmasında CMK m.13/f.1-2’ye atıf yapar. Yani şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa, varsa yerleşim yeri yoksa en son adresi bulunan yer savcılığı ve mahkemeleri yetkilidir. Bu durumun sağlanabilmesi için ise bu şahsın Türkiye’de mevcut bulunması gerekmektedir.