Makaleler

Suçun Nitelikli Hallerinde Hata

Suçun Nitelikli Hallerinde Hata

Suçun Nitelikli Hallerinde Hata: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 30. maddesinde 4 fıkra halinde düzenlenmiştir. Hata (yanılma) en temel anlatımı ile faildeki irade ile meydana gelen gerçeğin birbirinden farklı olması halidir. Failin tasavvuru ile meydana gelen netice arasındaki farklılığın faildeki irade lehine çözümlenmesi sonucunu ifade etmektedir.

Suçun Nitelikli Hallerinde Hata

TCK m. 30/2: Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.

Maddenin birinci fıkrasında doğrudan doğruya suçun kanuni tanımındaki maddi unsurlarda hata hali düzenlenmişken ikinci fıkra ile suçun nitelikli hallerine ilişkin hata hali ayrıca hüküm altına alınmıştır. Ancak birinci fıkradan farklı olarak ikinci fıkra lafzında kastın ortadan kalkacağına ilişkin bir düzenlemeye gidilmemiş doğrudan doğruya kişinin bu hatadan yararlanacağı ifade edilmiştir. Ayrıca üçüncü fıkrada yer alan kaçınılmazlık kıstası, ikinci fıkra için aranmamıştır.

Suçun nitelikli hallerinde hata halinde fail, suçun temel şekline ilişkin unsurlarda herhangi bir yanılgı içinde değildir. Zira suçun temel şekline ilişkin unsurlardaki hata TCK m. 30/1 hükmü çerçevesinde düzenlenmiştir. Burada fail, suçun daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli hallerin gerçekleştiği hususunda yanılgı içindedir. Her ne kadar madde metninde söz konusu halin kastı kaldıracağına ilişkin bir düzenleme mevcut olmasa da öğretideki baskın görüşe göre suçun nitelikli hallerindeki hata da failin kastını ortadan kaldıran hallerdendir.

Daha Ağır Ceza Gerektiren Hallerde Hata

Bir suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinde hata, iki farkı şekilde meydana gelebilir. İlk durumda olayda bir nitelikli hal olmasına karşın bu durum fail tarafından bilinmemektedir. İkinci durumda ise olayda bir nitelikli hal bulunmamasına rağmen fail tarafından bu durumun bilinmemesidir. Her iki durumda da failin iradesi ile gerçekleşen netice arasında oluşan farklılık failin iradesi lehine yorumlanacak ve daha ağır cezayı gerektiren hallerde hataya düşen fail bu hatasından yararlanacaktır. Bunun sonucu olarak ise fail, ancak suçun temel hali yönünden sorumlu tutulabilecektir.

1- Nitelikli Hal Var, Fail Bunu Bilmemekte: Daha ağır cezayı gerektiren hallerde hataya ilişkin ilk görünüm meydana gelen olayda bir nitelikli olmasına karşın bu durumun fail tarafından bilinmemesidir. Bu durumda işlenen suçta daha ağır cezayı gerektiren bir durum vardır, ancak fail bunu bilmediğinden dolayı nitelikli hal bakımından kasten hareket etmiş sayılmaz ve cezası artırılmaz. Söz konusu halin tipik örneği failin A’yı öldürmek isterken yanılarak babası B’yı öldürmesi halidir. Bu durumda faile daha ağır cezayı öngören TCK m. 82/1-(d) hükmü tatbik edilmeyecek yalnızca kasten öldürmenin temel hali olan TCK m. 81 yönünden sorumluluğu gündeme gelecektir.

2- Nitelikli Hal Yok, Fail Bunu Bilmemekte: Daha ağır cezayı gerektiren hallerde hataya ilişkin ikinci hal ise somut uyuşmazlıkta daha ağır cezayı gerektiren herhangi bir unsur bulunmamasına rağmen fail tarafından bu durumun bilinmemesi halidir. Söz konusu durumda daha ağır cezayı gerektiren hal somut olayda mevcut olmaması sebebiyle her ne kadar fail tarafından bu durum bilinmese dahi yüklenecek olan cezada artırım yapılmayacaktır. Söz konusu hale örnek olarka failin babası B’yi öldürmek isterken yanılarak arkadaşı A’yı öldürmesi halidir. Bu durumda faile daha ağır cezayı öngören TCK m. 82/1-(d) hükmü tatbik edilmeyecek yalnızca kasten öldürmenin temel hali olan TCK m. 81 yönünden sorumluluğu gündeme gelecektir.

Daha Hafif Ceza Gerektiren Hallerde Hata

Bir suçun daha hafif cezayı gerektiren nitelikli hallerinde hata, iki farkı şekilde meydana gelebilir. İlk durumda olayda daha hafif cezayı gerektiren bir nitelikli hal olmasına karşın bu durum fail tarafından bilinmemektedir. İkinci durumda ise olayda daha hafif cezayı gerektiren bir nitelikli hal bulunmamasına rağmen fail tarafından bu durumun bilinmemesidir. Her iki durumda da failin iradesi ile gerçekleşen netice arasında oluşan farklılık failin iradesi lehine yorumlanacak ve daha hafif cezayı gerektiren hallerde hataya düşen fail bu hatasından yararlanacaktır. Bunun sonucu olarak ise fail, suça ilişkin daha hafif cezayı gerektiren halden sorumlu tutulacaktır.

1- Nitelikli Hal Var, Fail Bunu Bilmemekte: Daha hafif cezayı gerektiren hallerde hataya ilişkin ilk görünüm meydana gelen olayda bir nitelikli olmasına karşın bu durumun fail tarafından bilinmemesidir. Bu durumda işlenen suçta daha hafif cezayı gerektiren bir durum vardır ve fail bunu bilmese dahi sorumluluğu daha hafif cezayı gerektiren nitelikli hal üzerinden değerlendirilecektir. Söz konusu halin tipik örneği failin değerli bir mücevher çaldığı düşüncesiyle hırsızlık suçunu işlemesi karşısında aslında hırsızlık konusu eşyanın değeri az olan basit bir plastik kolye olması halidir. Bu durumda fail her ne kadar pahalı bir mücevher çalmayı düşünerek hırsızlık suçunu işlemiş olsa da somut olay bakımından sorumluluğu TCK m. 145 üzerinden tayin edilecektir.

2- Nitelikli Hal Yok, Fail Bunu Bilmemekte: Daha hafif cezayı gerektiren hallerde hataya ilişkin ikinci hal ise somut uyuşmazlıkta daha ağır cezayı gerektiren herhangi bir unsur bulunmamasına rağmen fail tarafından bu durumun bilinmemesi halidir. Söz konusu durumda her ne kadar daha hafif cezayı gerektiren hal somut olayda mevcut olmasa da failin iradesi bu yönde olduğu için söz konusu nitelikli hal üzerinden sorumluluğu belirlenecektir. Söz konusu hale örnek olarak failin değersiz olduğunu düşünerek bir kolye çalmasına rağmen söz konusu kolyenin pahalı bir mücevher olması hali verilebilir. Bu durumda her ne kadar hırsızlık konusu eşyanın değer düşük olmasa da failin bu konuda düştüğü yanılma lehine değerlendirilerek sorumluluğu TCK m. 145 üzerinden tayin edilecektir.

Mert Hukuk Burosu

Hataya İlişkin Özellik Arz Eden Bazı Haller

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşan Suç ve Hata İlişkisi

Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerde hata konusu ile neticesi sebebiyle ağırlaşan suçtan dolayı sorumluluk hali ayrıca incelenmelidir. Gerçekte mevcut olan ancak fail tarafından bilinmeyen ağırlaştırıcı sebep, daha ağır bir neticesinin faile yüklenmesinden kaynaklanıyorsa bu halde ağırlaştırıcı nedenin faile yüklenebilmesi için TCK m. 23 hükmü uyarınca failin söz konusu netice bakımından en azından taksir derecesinde kusurunun bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla neticesi sebebiyle ağırlaşan bir suçta failin ağırlaşan netice bakımından taksir derecesinde kusurunun varlığı tespit edilirse, ağırlaşan netice bakımından failin sorumluluğu gündeme gelecektir. Uzman bir avukata danışmak için bizlere ulaşabilirsiniz.

Failin Gerçekleştirmeyi Düşündüğü Suçta ve Gerçekleşen Suçta Farklı Nitelikli Hallerin Varlığı

Fail tarafından gerçekleştirilmek istenen suç ile somut olarak gerçekleşen suçta farklı nitelikli hallerin varlığı halinde olayın nasıl çözümlenmesi gerektiği hususu istisna arz eden bir durumdur. Böyle bir durumda gerçekleşen suçtaki nitelikli hal bakımından failin bir bilgisi bulunmadığından –hataya düştüğü için- somut olaydaki nitelikli hal faile yüklenemeyecektir. Benzer şekilde failin arzu ettiği nitelikli hal de olayda gerçekleşmediği için failin gerçekleşmeyen nitelikli halden de sorumlu kılınması mümkün olmayacaktır. Söz konusu hale örnek olarak babasını öldürmek isteyen kişinin yanlışlıkla annesini öldürmesi hali verilebilir. Bu durumda TCK m. 82/1-(d) hükmündeki nitelikli halden, yukarıda ifade edilen hususlar uyarınca fail sorumlu kılınmayacaktır.

Sapma ve Hataya İlişkin Hükümlerin Kıyası

TCK m.30 hükmünde yalnızca hataya ilişkin hükümler düzenlenmiş sapmaya ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. Madde gerekçesinde bu durum şu şekilde ifade edilmiştir:

…Hedefte sapma hali ile ilgili olarak bu madde kapsamında düzenleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Çünkü hedefte sapma halinde bir hata söz konusu değildir. Bu durumda suçların içtimaı hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gereken bir sorun söz konusudur. Nitekim uygulamada da hedefte sapma, suçların içtimaı ve özellikle fikri içtima bağlamında ele alınmaktadır…

Hata (yanılma) halinde failin bilgisizliği ya da yanlış bilme hali söz konusudur ve irade ile gerçekleşene olay arasındaki farklılık d faildeki bu bilgisizlikten ileri gelmektedir. Sapma halinde ise faildeki bilgisizlikten ziyade beceriksizlik ön plandadır. Dolayısıyla sapma, özünde bir hata hali değildir. Buna karşın özellikle hedefte sapma ile şahısta hata hükümleri birbiri ile en sık karıştırılan iki hukuki kavramdır. Şahısta hata halinde fail eylemi gerçekleştireceği kişiyi bilgisizliğinden yahut yanlış bilme halinden dolayı karıştırmaktadır. Hedefte sapma halinde ise failin hedefi karıştırması olamayıp eylem doğrudan doğruya başka bir kişiye yahut asıl hedef ile beraber başka kişilere de yönelmiştir.

Şahısta hata halinde netice olarak her daim tek bir eylem söz konusu olmaktadır. Fail, hedeflediği A yerine bilgisizliğinden ötürü B’yi öldürmüştür. Hedefte sapma halinde ise netice birden çok olabilmektedir. Fail, hedeflediği A’yı öldürmenin yanı sıra B’yi yaralamış yahut her ikisini de öldürmüş olabilir. Birden fazla neticenin oluştuğu bu hallerde kanunun gerekçesinin de işaret ettiği üzere failin sorumluluğu içtima hükümlerine göre belirlenecektir.

Nedensellik Bağındaki Hata

Kural olarak failin işlemeyi arzu ettiği suçla ilgili olarak ortaya çıkan nedensellik bağındaki hata, ceza sorumluluğunu etkilemeyecektir. Örneğin fail, trenin altında kalarak ölmesi için A’yı tren yoluna ait üst geçitten atması sonucu A’nın tren çarpması sonucu değil de düşme sonucunda kafasını raylara çarpması sebebiyle ölmesi halinde nedensellik bağındaki sapma failin cezai sorumluluğu açısından önemsizdir. Fail bu durumda da kasten öldürme suçundan sorumlu kılınacaktır.

Tasarlayarak Öldürme ve Hata İlişkisi

Tasarlayarak bir kişinin ölümüne sebep olmak, TCK’nın m. 82/1-(a) hükmü uyarınca daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir haldir. Peki failin tasarlayarak A’yı öldürmek isterken B’yi öldürmesi halinde cezai sorumluluğu nasıl belirlenecektir? Söz konusu durum Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013 tarihli bir uyuşmazlıkta önüne taşınmış ve yüksek mahkeme söz konusu durumda failin ölen kişi yönünden tasarlama kastı olmaması sebebiyle daha ağır cezayı gerektiren halin tatbik edilmeyerek suçun temel hali üzerinden cezai sorumluluğun belirlenmesine karar vermiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E:2013/1-664, K:2013/622, T:24.12.2013: …Tasarlama nitelikli hali bir yönüyle fiile ilişkin bir nitelikli hal ise de öldürülmek istenen şahsın kişiliği de tasarlamada ön plana çıktığı için tasarlama nitelikli halinin kişiye ilişkin bir yönünün de olduğu, bu nedenle öldürmeyi kastettiği kişiyle ilgili bir takım planlar yapıp kastettiği kişide hata yaparak başka birini öldüren sanığın eyleminde tasarlamanın şartları oluşsa bile, suçun basit haliyle cezalandırılması gerekmektedir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir