Makaleler

İdare ve Vergi Mahkemesi Kararlarının Hukuki Sonuçları

Idare ve Vergi Mahkemesi Kararlarinin Hukuki Sonuclari Mert Hukuk Burosu

İdare ve Vergi Mahkemesi Kararlarının Hukuki Sonuçları; İdarenin, mahkeme tarafından verilmiş kararları yerine getirmesi zorunludur. Bu zorunluluk, T.C. Anayasası m.2’de belirtilen bir hukuk devleti olmasının gereğidir. Bir hükmün olağan kanun yollarını tüketmesi veya belirlenen süre içerisinde kanun yoluna başvurmaması ya da verilen kararın denetimi için bir kanun yolu belirlenmemiş hallerde verilen karar kesin hüküm niteliğine kavuşur. Mahkemenin kesin hüküm niteliğindeki bu karar, bireyler ve kamu kurumları için adil ve olması gereken bir hukuki durum yaratmış; hukuki güvenlik ve kamu düzeni için bu kararın gereğinin yerine getirilmesi bir zorunluluk halini almıştır. 

KESİNLEŞMİŞ MAHKEME KARARLARININ YERİNE GETİRİLMEMESİ

“İdari yargı yerlerince verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının idare tarafından derhal uygulanması hukuk devletinin doğal bir gereği ve Anayasanın 138. Ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. Maddesi hükümlerinin buyruğudur. Yargı kararlarının uygulanmadığı ve uygulanmakta ihmal gösterildiği takdirde hukuka, Anayasa düzenine aykırı hareket edilmiş ve hukuk devleti ilkesi zedelenmiş olur.” (D11D, E.2012/6879, K.2015/4223, KT. 17.09.2015, DD, sy. 141, s288.)

İDARE TARAFINDAN MAHKEME KARARI YERİNE GETİRİLMEZSE?

Yargı merciince verilmiş karar derhal yerine getirilmelidir. Bu kararları “icaplarına” göre uygulamalıdır. İdareler mahkeme kararlarını aynen icra etmeliler. Bu maksatla idareler, kural olarak karardan önceki durumu (eski hal) tesis etmek için gerekli işlem ve eylemleri yapmalıdır. Eski hale getirmenin imkânı olmadığı durumlarda bu durumu giderebilecek veya telafi edebilecek en uygun alternatifin sağlanması gereklidir. Bahsettiğimiz üzere bir yargı kararını yerine getirmedikleri takdirde ilgili idarenin ağır hizmet kusuru oluşacağından idari yargı yerinde maddi/manevi tazminat istemi söz konusu olacaktır. Ancak söz konusu olan karar adli yargı kararıysa ve bu karar idare tarafından yerine getirilmemekteyse bu sefer açılacak davanın yargı yeri idari yargı değil adli yargı olacaktır. Bu husus İdari Yargılama Usulü Kanunu m.28/f.3’te şöyle ifade edilmiştir: “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunmayan idare aleyhine Danıştay ve ilgili idare mahkemede maddi veya manevi tazminat davası açılabilir.” 

İlginizi Çekebilir; İdare Avukatı

MAHKEME KARARI YERİNE GETİRİLMEZSE SUÇ OLUR MU?

Mahkeme kararlarının uygulanmaması aynı zamanda kamu görevlilerinin cezai sorumluluğunu da gerektirir. Yargıtay, idari yargı kararlarının uygulanmaması eylemini, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. Maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma suçu” olarak görmektedir. Mahkeme kararlarını uygulamama nedeniyle kamu görevlisinin mahkum olması, idareyi kararın gereğini yerine getirme yükümlülüğünden kurtarmaz. Tekrar uygulanmaması halinde kamu görevlisi açısından ikinci kez suç oluşur. Bu durumda bu hususun hemen Başsavcılığa bildirilerek soruşturma işlemlerinin başlatılması ve idare kararını yerine getirmeyen kamu görevlisinin görevi yerine getirmemesi nedeniyle delillerin toplanmaya başlanması ve bu durumun ciddiyeti ve elde edilen delillerin bahsedilen suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu takdirde kamu görevlisi aleyhine Başsavcılık, iddianame düzenleyerek ceza verilmesi yönünde kamu davası açılması talebinde bulunacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir