Makaleler

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nasıl Olur?

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nasıl Olur?

Vekalet sözleşmesi, bir kişinin (vekil) başka bir kişinin (vekil eden) adına ve hesabına bir işlem veya işlemleri yapmayı üstlendiği sözleşme türüdür. Vekalet sözleşmesinde, vekil, vekil edenin iradesine uygun olarak hareket etmek ve onun yararını gözetmekle yükümlüdür.

Vekil, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, özellikle vekaleti kasten vekil edenin zararına, kendisinin veya başka birinin yararına kullandığı takdirde vekalet görevinin kötüye kullanılması söz konusu olabilir.

Vekalet görevinin kötüye kullanılmasının en yaygın örnekleri şunlardır:

  • Vekil edenin yetkisini aşan işlemler yapılması
  • Vekil edenin talimatlarına aykırı hareket edilmesi
  • Vekil edenin yararına aykırı işlemler yapılması
  • Vekil edenin zararına işlemler yapılması
  • Örneğin, vekilin vekil edenin rızası olmadan gayrimenkulünü satması, vekil edenin talimatına aykırı olarak dava açması, vekil edenin zararına bir sözleşme yapması vekalet görevinin kötüye kullanılması olarak kabul edilebilir.
  • Vekalet görevinin kötüye kullanılması halinde, vekil edenin vekile karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır. Ayrıca, vekalet sözleşmesi feshedilebilir ve vekilin vekaleti yürütmesi engellenebilir.
  • Vekalet görevinin kötüye kullanılmasının önlenmesi için, vekilin seçiminde dikkatli olunmalı ve vekalet sözleşmesi yazılı olarak yapılmalıdır. Vekalet sözleşmesinde, vekilin yetkileri ve sorumlulukları açıkça belirtilmelidir.

Vekilin Görevini Kötüye Kullanması Sebebiyle Açılacak Tapu İptal ve Tescil Davası Nasıl Açılır?

Vekalet, bir kimsenin bir başkasına, bir işini görmesi veya bir işlemi yapması için verdiği yetkidir. Vekil, kendisine verilen bu yetkiyi iyi niyetle ve özenle kullanmakla yükümlüdür. Vekilin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, vekalet görevinin kötüye kullanılması olarak kabul edilir.

Vekilin vekalet görevini kötüye kullanması, taşınmaz alım satımı gibi işlemlerde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Vekil, kendisine verilen yetkiyi kullanarak, vekil edenin bilgisi veya izni dışında taşınmazı bir üçüncü kişiye satabilir. Bu durumda, vekil eden, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilir.

Tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın tapu kaydının iptali ve taşınmazın mülkiyetinin vekil edene verilmesini talep eden bir dava türüdür. Bu dava, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

Tapu iptal ve tescil davası açmak için öncelikle bir avukata başvurulması gerekir. Avukat, dava için gerekli belgeleri hazırlar ve davanın açılması için gerekli işlemleri yapar.

Tapu iptal ve tescil davasında, davanın açılabilmesi için öncelikle vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının kanıtlanması gerekir. Bu kanıt, vekil edenin beyanları, tanık ifadeleri, tapu kayıtları gibi belgelerden oluşabilir.

Vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının kanıtlanması halinde, mahkeme tapu kaydını iptal ederek taşınmazın mülkiyetini vekil edene verir.

Vekilin Görevini Kötüye Kullanılması Sebebiyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davasında Zamanaşımı Süresi Var Mıdır?

Vekil, kendisine verilen vekalet görevini kötüye kullandığı takdirde, vekilin vekil edene karşı sorumlu olacağı gibi, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılabileceği de Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiştir.

TMK’nın 1007. maddesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması, “vekilinin, vekalet sözleşmesine aykırı veya vekalet görevinin kapsamını aşan veya temsil olunanın yararına aykırı olarak yaptığı işlemler” olarak tanımlanmıştır.

Vekilin görevini kötüye kullanması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davaları, yolsuz tescile dayanan davalardandır. Yolsuz tescile dayanan davalar, nitelikleri gereği herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Bu nedenle, vekilin görevini kötüye kullanması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Davacı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını öğrendiği tarihten itibaren herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın dava açabilir.

Ancak, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, davacının davayı açmak için haklı bir menfaatinin olması gerekir. Örneğin, davacı, tapu kaydında görünen mülkiyet hakkına dayalı olarak bir işlem yapmak istediği halde, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle bu işlem yapamıyorsa, haklı bir menfaati olduğu kabul edilir.

Vekil ile işlem yapan üçüncü kişinin kötüniyetli olması halinde, tapu iptali ve tescil talebinin kabulü gerekir. Kötüniyet, üçüncü kişinin vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde, işlem yapmaya devam etmesidir.

Mert Hukuk Burosu 1 1

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davalarına İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında aşağıdaki hususları dikkate almaktadır:

  • Vekil ile yapılan sözleşmenin kapsamı
  • Vekil edenin menfaatine aykırılık
  • Vekilin vekil edenin bilgisi ve onayı olmadan işlem yapması
  • Vekil ile işlem yapmış olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmadığı

Yargıtay, bu hususları değerlendirerek, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığına karar vermektedir.

Örneğin, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2017/4667 E. sayılı kararında, mirasbırakanın vasiyetname ile mirasçılarından birine bir taşınmazın mülkiyetini bıraktığı, ancak mirasbırakanın vefatından sonra bu taşınmazın mirasçıdan biri tarafından üçüncü bir kişiye satıldığı olayda, mirasçıların vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıkları belirtilmiştir.

Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Yargıtay, kararı onayarak, mirasçıların vekalet görevini kötüye kullandığını ve üçüncü kişinin kötüniyetli olduğunu kabul etmiştir. Bu kararda, Yargıtay, mirasbırakanın vasiyetname ile mirasçılarından birine bir taşınmazın mülkiyetini bıraktığına dikkat çekerek, mirasçının bu taşınmazı üçüncü bir kişiye satmasının vekalet görevinin kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, üçüncü kişinin mirasbırakanın vefatından sonra taşınmazı satın aldığını ve mirasçıların vekalet görevini kötüye kullandığını bilmediğini dikkate alarak, üçüncü kişinin iyiniyetli olduğunu kabul etmiştir.

Sonuç olarak, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının ve üçüncü kişinin kötüniyetli olup olmadığının kanıtlanması gerekir.

Vekaletin Kapsamı Nasıl Belirlenir?

Vekalet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekaletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmişse, bu hükümlere göre belirlenir. Ancak sözleşmede vekaletin kapsamı açıkça belirtilmemişse, bu durumda vekalet, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekaletin kapsamı, vekilin vekalet verenin adına yapacağı işlemleri kapsar. Bu işlemler, vekalet verenin iradesini gerçekleştirmeye yönelik her türlü hukuki işlem olabilir. Örneğin, vekalet sözleşmesinde, vekilin bir taşınmazın satışını yapması veya bir sözleşmeyi imzalaması yetkilendirilmişse, vekalet bu işlemleri kapsar. Vekaletin kapsamı, vekilin yetkisinin sınırlarını belirler. Vekil, bu sınırlar dışında işlem yapamaz. Aksi takdirde, işlem geçersiz olur.

Vekaletin kapsamını belirlerken, aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır:

  • Vekalet verenin amacı ve iradesi
  • İşin niteliği
  • Hukukun genel ilkeleri

Vekalet veren, vekalet sözleşmesinde vekilin yetkisini sınırlandırabilir. Örneğin, vekilin sadece belirli bir işlem yapmasına veya belirli bir yerde işlem yapmasına yetki verebilir. Vekaletin kapsamı, vekalet sözleşmesi ile belirlenir. Ancak, sözleşmede vekaletin kapsamı açıkça belirtilmemişse, bu durumda vekalet, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir