Cinsel taciz suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda kişinin vücut dokunulmazlığına yönelmeyen, cinsel nitelikteki söz, davranış veya eylemlerle bir kimsenin rahatsız edilmesi olarak düzenlenmiştir. Toplumda sıklıkla “taciz” olarak ifade edilen bu fiiller, hem mağdurun kişilik haklarına hem de cinsel özgürlüğüne ciddi şekilde zarar verir.
Türk Ceza Kanunu 105. Maddesi kapsamında düzenlenen cinsel taciz suçu, basit ya da nitelikli hâllerine göre farklı cezai yaptırımlara tabi tutulmaktadır. Bu yazımızda, taciz suçunun kapsamı, unsurları, ispat yöntemleri, taciz cezası ve şikayet süreci gibi önemli noktaları hukuk çerçevesinde ele alacağız. Ayrıca cinsel taciz suçu karşısında izlenebilecek muhtemel hukuki süreçlerden de bahsedilecektir.
Cinsel Taciz Nedir?
Taciz, kelime anlamı olarak ‘’tedirgin etme, rahatsız etme’’ anlamlarına gelmektedir. Cinsel taciz ise, TCK m.105’e göre, bir kimseye karşı cinsel amaçla, vücut dokunulmazlığını ihlal etmeksizin gerçekleştirilen her türlü davranışı ifade eder. Buradaki en önemli ayrım, failin mağdurun bedenine temas etmemesi halidir; aksi hâlde fiil cinsel saldırı suçunu oluşturur.
Cinsel taciz sözel ifadelerle, yazılı veya görsel mesajlarla, sosyal medya üzerinden ya da fiziksel yakınlıkla sergilenen cinsel içerikli davranışlarla ortaya çıkabilir.
Bu suçun oluşabilmesi için, davranışın cinsel amaç taşıması ve mağdurun bu durumdan rahatsızlık duyması yeterlidir. Tacizin şaka, iltifat veya basit bir davranış olarak değerlendirilmesi mümkün değildir; failin kastı ve mağdur üzerindeki etkisi, fiil bakımından önemlidir.
Cinsel Taciz Suçu Nedir?
Taciz suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde “cinsel taciz” başlığı altında düzenlenmiştir. Buna göre: Cinsel arzuları tatmin etme amacına yönelik olarak, vücuda herhangi bir temas olmadan ve mağdurun rızasının bulunmaması halinde ortaya çıkan bir suç türüdür. Maddenin ilk fıkrası şu şekildedir:
“Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Dolayısıyla cinsel taciz suçu TCK 105 kapsamında hem hapis hem de adli para cezası öngörülmüş, aynı zamanda şikayete tabi bir suç olarak belirlenmiştir. Suçun nitelikli hâllerinde ise ceza artırılmakta ve şikayet koşulu aranmamaktadır.
Cinsel Taciz Suçunun Unsurları
Cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların bir arada bulunması gerekir. Bu unsurlar genel olarak maddi ve manevi unsurlar olarak ikiye ayrılır.
1. Maddi Unsurlar
- Fail: Herkes bu suçun faili olabilir. Kadın veya erkek fark etmez.
- Mağdur: Cinsel tacize uğrayan her birey mağdur olabilir (çocuklar dahil).
- Fiil: Cinsel amaç taşıyan söz, mesaj, jest, bakış, görüntü paylaşımı gibi davranışlardır.
- Sonuç: Mağdurun rahatsız olması veya huzurunun bozulması gerekir.
- Nedensellik bağı: Fiil ile mağdurun uğradığı rahatsızlık arasında doğrudan ilişki olmalıdır.
2. Manevi Unsur
Suç, kastla işlenebilir. Failin cinsel amaç taşıması şarttır. Şaka veya yanlış anlaşılma durumunda suçun oluştuğundan söz edilemez. Ayrıca bu suç karşısında mağdurun manevi bütünlük üzerindeki kişisel hakkının zedelenmesi gibi sonuçlar doğabilmektedir.
Cinsel Taciz Olarak Kabul Edilen Davranışlar
Cinsel taciz nasıl olur sorusunun yanıtı, davranışın niteliğinde gizlidir. Sergilenen davranışın: Cinsel amaçlı olması, vücut dokunulmazlığının ihlal edilmemesi, mağduru rahatsız edici boyuta ulaşması gerekmektedir.
Yargı Kararlarında Cinsel Taciz Olarak Kabul Edilen Davranışlar
Kaynaklarda, öğreti ve yargısal kararlarda cinsel taciz olarak kabul edilen çeşitli davranışlara örnekler verilmiştir. Bu davranışlar şunlardır:
Sözlü Taciz
- Laf atma.
- Cinsel ilişki teklif etme.
- Israrcı ve cinsel içerikli sözler söylemek: Yargıtay kararlarında da geçen ifadelerle örnek vermek gerekirse: Pencereye tırmanarak “seni kaçıracağım, beni içeri al”, telefonla arayıp “evinin önündeyim, dışarı çık”, “seni maddi ve manevi tatmin edeceğim” gibi sözler.
- Mağdura yönelik yılışık bir şekilde “ne güzel gülüyorsun, telefon numaranı bana verir misin” demek.
Fiziksel Hareketler (Temas Olmaksızın)
- El kol hareketleri yapma, öpücük atma.
- Cinsel organını gösterme.
- Mağdura karşı çiçek koklamak.
- Rahatsız edici bir şekilde bakmak (eylemin cinsel amaçla yapıldığının kanıtlanması şartıyla).
İletişim Araçlarıyla Taciz
Cinsel içerikli mesaj veya mektup gönderme. “Konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz” içerikli mesajlar göndermek.
Cinsel Taciz Olarak Değerlendirilmeyen Davranışlar
Her rahatsız edici davranış cinsel taciz suçunu oluşturmaz. Eylemin cinsel amaç taşımaması durumunda, niteliğine göre hakaret suçu, tehdit suçu veya kişilerin huzur ve sükûnunu bozma gibi başka suçlar gündeme gelebilir. Aşağıdaki davranışlar, tek başlarına cinsel taciz suçunu oluşturmaz:
Cinsel amaç gütmeyen, içerik itibarıyla cinsel mahiyet taşımayan arkadaşlık ve evlilik teklifleri, ısrarcı nitelik taşısa dahi cinsel taciz suçunu oluşturmaz
- Salt arkadaşlık teklifinde bulunmak.
- Yemeğe çıkma teklifinde bulunmak.
- Sevgilisi olup olmadığını sormak.
Öğretide, bu tür davranışların suç oluşturan eylemler olarak kabul edilmediği belirtilmiştir. Cinsel içerikli olmayan söz ve fiillerin cinsel taciz olarak kabulü, suç ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık teşkil eder.
Cinsel Taciz, Cinsel Saldırı ve Teşebbüs Kavramları
Yargıtay kararlarında, cinsel suçlar bağlamında sıklıkla geçen bazı temel kavramların açıklanması önem arz etmektedir:
Cinsel Taciz: Mağdurun vücut dokunulmazlığı ihlal edilmeksizin, cinselliğine yönelik söz veya davranışlarla gerçekleştirilen, cinsel amaç güden ve mağduru rahatsız eden eylemlerdir.
Cinsel Saldırı: Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesiyle gerçekleşir. Basit cinsel saldırı, eylemin cinsel ilişki boyutuna ulaşmaması durumunda söz konusu olurken, nitelikli cinsel saldırı ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenir.
Teşebbüs: Failin, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması halidir.
Teşebbüs Aşamasına İlişkin Hukuki Değerlendirmeler
Cinsel taciz veya saldırı suçlarında teşebbüsün varlığı, mahkemeler tarafından titizlikle incelenmektedir. Bir eylemin teşebbüs aşamasında olup olmadığını belirlemede dikkate alınan temel unsurlar şunlardır:
Kasıtlı Bir Suç İşleme Kararı: Failin, belirli bir suçu işleme niyetinde olması gerekmektedir.
Elverişli Hareketlerle İcraya Başlama: Failin, suçun kanuni tanımında yer alan unsurları gerçekleştirmeye yönelik hareketlere başlaması şarttır. Bu hareketlerin, suçun işlenmesi için uygun ve elverişli olması gerekmektedir.
Elde Olmayan Nedenlerle Tamamlayamama: Failin, kendi iradesi dışında gelişen sebeplerle suçu tamamlayamaması veya sonucun gerçekleşmemesi gerekmektedir.
Mahkemelerin Değerlendirme Kriterleri
Mahkemeler, cinsel taciz veya saldırı suçlarında teşebbüsün varlığını değerlendirirken aşağıdaki kriterleri göz önünde bulundurmaktadır:
Failin Kastı: Failin amacının cinsel amaç taşıyıp taşımadığı, eylemin cinsel arzuları tatmine yönelik olup olmadığı değerlendirilir.
Eylemin Niteliği: Failin gerçekleştirdiği davranışların, cinsel taciz veya saldırı suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığı incelenir.
Mağdurun Direnci: Mağdurun, failin eylemlerine karşı koyup koymadığı, direnç gösterip göstermediği dikkate alınır.
Gönüllü Vazgeçme: Failin, kendi iradesiyle suçun işlenmesinden vazgeçip geçmediği araştırılır. Eğer fail, kendi isteğiyle eylemi sonlandırmışsa, gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanabilir.
Delillerin Varlığı: Mağdurun beyanları, tanık ifadeleri, tıbbi raporlar ve diğer deliller birlikte değerlendirilerek, failin suç işlediğine dair yeterli kanıt olup olmadığı belirlenir.
Cinsel Taciz Suçu Örnek Yargıtay Kararı:
“…Oluşa uygun kabule göre sanığın, mağdureyi öpmek istediği, ancak mağdurenin geri çekilmesi nedeniyle eylemine son verdiği olayda, basit cinsel saldırı suçunu işlemek isteyen sanığın eylemini tamamlamasına mağdurenin izin vermemesi dışında ciddi bir engel olmayıp hareketlerini sonuna kadar götürebilme imkânı bulunduğu hâlde kendiliğinden eylemine son verdiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmü gözetildiğinde hakkında basit cinsel saldırıya teşebbüsten ceza verilemeyeceği ancak sanığın, mağdureye yönelik öpmeye çalışmak şeklinde gerçekleşen eyleminin tamamlanan kısımlarının aynı Kanun’un 105/1. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde basit cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,”
(Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2019/170 K. 2021/166 T. 22.04.2021)
Cinsel Taciz Nasıl İspat Edilir?
Cinsel taciz suçunun ispatı, çoğu zaman mağdur beyanı ve destekleyici delillerle mümkündür. Aşağıdaki unsurlar delil olarak değerlendirilebilir:
- Mağdurun açık ve tutarlı beyanı,
- Mesaj, e-posta, sosyal medya yazışmaları,
- Ses veya görüntü kayıtları (yasal sınırlar içinde),
- Kamera kayıtları,
- Tanık anlatımları,
- Failin itirafı veya davranışlarına ilişkin tespitler.
Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi önemlidir; aksi hâlde mahkemede geçerliliği olmayabilir.
Cinsel Taciz Cezası
Türk Ceza Kanunu 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçu, bir kimsenin cinsel amaçla fiziksel temas olmaksızın söz, davranış veya iletişim araçlarıyla rahatsız edilmesi durumunda oluşur diye açıklamıştık. Cinsel taciz cezası eylemin niteliğine, mağdurun durumuna ve suçun işleniş biçimine göre değişiklik gösterir. Bu nedenle taciz suçu cezası hem hapis cezası hem de bazı durumlarda adli para cezası şeklinde uygulanabilir.
TCK m.105’e göre, bu suçu işleyen kişi hakkında üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası uygulanabilir. Bu temel şekil, “basit cinsel taciz suçu” olarak adlandırılır. Ancak eylem, bazı özel durumlarda daha ağır sonuçlara yol açtığında nitelikli hâl kabul edilir ve ceza oranı artar.
Özetle:
- Basit cinsel taciz → 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası
- Nitelikli cinsel taciz → 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası
A- Basit Cinsel Tacizin Cezası
Basit cinsel taciz, TCK 105. Maddesinin ilk fıkrasına tabidir. Failin mağduru fiziksel temas olmadan, sözle, bakışla, jestle, sosyal medya veya telefon yoluyla rahatsız etmesi hâlidir. Burada önemli olan unsur, fiilin cinsel amaç taşıması ve mağdurun huzur ve sükununu bozacak nitelikte olmasıdır.
Örnek olarak: Cinsel içerikli söz söylemek, sosyal medyadan cinsel içerikli mesaj göndermek, sokakta veya işyerinde cinsel ima içeren davranışlarda bulunmak. Bu eylemleri gerçekleştiren kişi hakkında TCK 105/1 uyarınca 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanır.
Mahkeme, olayın ağırlığına ve failin kişisel özelliklerine göre hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verebilir
B- Nitelikli Cinsel Taciz Suçu ve Cezası
Cinsel taciz suçunun bazı özel durumlarda daha ağır biçimde işlenmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinin ikinci fıkrasında “nitelikli hâller” olarak düzenlenmiştir. Bu durumlarda failin cezalandırılması daha ağır olur. Çünkü fiil, mağdur üzerinde daha fazla baskı veya güven ihlali yaratmaktadır.
Nitelikli Cinsel Taciz Nedir?
Cinsel taciz suçunun;
- Kamu görevinin, hizmet ilişkisinin veya aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanılarak,
- Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti sunan kişiler ya da mağdura karşı koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
- Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanılarak,
- Posta veya elektronik haberleşme araçları (telefon, mesaj, e-posta, sosyal medya vb.) kullanılarak,
- Teşhir suretiyle (örneğin mağdura cinsel organ gösterilmesi gibi),
işlenmesi hâllerinde, suç nitelikli cinsel taciz olarak kabul edilir.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçunun Cezası (TCK m.105/2)
Temel cinsel taciz suçu için öngörülen ceza, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
Ancak yukarıda sayılan nitelikli hallerin varlığı halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Örneğin: Fail mağdurla aynı işyerinde çalışıyorsa, fail öğretmen, doktor, bakıcı veya kamu görevlisiyse, taciz internet veya mesaj yoluyla işlenmişse, bu durumda ceza artırımlı olarak uygulanır.
Mağdurun Sosyal Hayatını Etkileyen Durumlar: Kanun ayrıca mağdurun bu fiil nedeniyle “işini bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalması” gibi ciddi sonuçların doğduğu hallerde, verilecek cezanın bir yıldan az olamayacağını hükme bağlamıştır. Bu hükümle, mağdurun yaşam düzeni üzerinde derin etkiler yaratan taciz fiillerine karşı daha caydırıcı bir yaptırım öngörülmüştür.
Kadına Sözlü Tacizin Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi, cinsel taciz suçunun mağdurunun herkes olabileceğini düzenlemiştir. Madde metninde, suçun mağduru açısından kadın veya erkek ayrımı yapılmamıştır. Dolayısıyla kadına yönelik sözlü taciz, ayrı bir suç tipi oluşturmaz; TCK m.105 kapsamında cinsel taciz suçu olarak değerlendirilir.
Ancak uygulamada bu suç çoğunlukla kadınlara karşı işlendiğinden, kamuoyunda “kadına sözlü taciz” ifadesiyle anılmaktadır. Hukuken ise bu durum, “cinsel amaçlı söz veya davranışlarla bir kimsenin rahatsız edilmesi” biçiminde tanımlanır.
Bu nedenle kadına sözlü taciz suçu, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın aynı hükümlere tabidir; fakat somut olayın koşullarına göre nitelikli hâllerin varlığı, cezanın artırılmasına neden olabilir.
Sosyal Medyadan Taciz Cezası
Günümüzde sosyal medya platformları, mesajlaşma uygulamaları ve diğer çevrim içi iletişim araçları, cinsel taciz suçunun en sık işlendiği alanlardan biri hâline gelmiştir. Sosyal medya veya mesaj yoluyla gönderilen cinsel içerikli ifadeler, fotoğraflar, videolar, emoji veya ima içeren mesajlar; mağduru rahatsız etme, rızası olmadan cinsel içerikli ileti gönderme ya da ısrarlı biçimde mesaj atma gibi davranışlar, bu suç kapsamında değerlendirilir.
TCK m.105/2’ye göre, suçun “posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle” işlenmesi, nitelikli hâl olarak kabul edilir. Bu durumda, fail hakkında verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Aynı zamanda delil durumu bakımından değerlendirecek olursak: Sosyal medya üzerinden gerçekleşen taciz suçlarında, mesaj kayıtları, ekran görüntüleri, e-posta çıktıları, sosyal medya yazışmaları ve mağdur beyanı önemli delil niteliğindedir. Bu tür delillerin zamanında alınması ve silinmeden savcılığa sunulması, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi açısından büyük önem taşır.
Cinsel İftira Atmanın Cezası
Bir kişiye haksız yere cinsel taciz suçunu işlediği iddiasında bulunmak, Türk Ceza Kanunu’na göre “iftira suçu” kapsamına girer. Bu durum yalnızca mağdurun onur ve saygınlığını zedelemekle kalmaz, aynı zamanda iftira atılan kişinin özgürlüğünü de ciddi biçimde tehlikeye sokar.
Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesi iftira suçunu şu şekilde düzenlemiştir:
“Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Dolayısıyla, bir kişiye cinsel taciz suçu işlemediğini bilmesine rağmen, savcılığa şikayet ederek veya sosyal medyada yayımlayarak “tacizci” imasında bulunmak; cinsel iftira suçu oluşturur.
Cezanın Ağırlaştırılması Bakımından: İftira sonucunda hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılan, hatta tutuklanan kişinin haksız yere özgürlüğünden yoksun kalması hâlinde, failin cezası yarı oranında artırılır. Eğer iftira atılan kişi bu nedenle mahkum olmuş ve cezasını çekmişse, iftiracı hakkında verilecek ceza o suç için öngörülen cezanın üçte ikisine kadar çıkabilir.
Cinsel suçla ilgili haksız isnatlar sadece cezai değil, hukuki tazminat sorumluluğu da doğurur.
İftira mağduru kişi, hem ceza davası hem de manevi tazminat davası açarak, haksız itham nedeniyle itibarının zedelendiğini ileri sürebilir.
Sözlü Taciz Suçu ve Cezası
Sözlü Taciz Nedir?
Sözlü taciz, bir kişiye yönelik olarak rahatsız edici, aşağılayıcı, cinsel içerikli veya onur kırıcı sözlerin sarf edilmesiyle meydana gelen bir davranış biçimidir. Bu tür eylemler, mağdurun huzur ve sükununu bozmakla birlikte cinsel taciz suçu kapsamında da değerlendirilebilir.
Sözlü taciz, genellikle bedensel temas olmaksızın söz veya ses yoluyla yapılan, mağdurun kişilik haklarına ve cinsel dokunulmazlığına saldırı niteliği taşıyan davranışlardır. Bu tür ifadeler mağdurun rızası dışında ve onu rahatsız edecek nitelikte olmalıdır.
Örneğin: Bir kişiye sürekli olarak cinsel içerikli imalarda bulunmak, ısrarla rahatsız edici şekilde iltifatlar veya sözler söylemek, sokakta veya işyerinde cinsel çağrışımlı laf atmak, sosyal ortamlarda aşağılayıcı veya küçük düşürücü cinsel ifadeler kullanmak vb.
Bu eylemler, failin söz veya davranışla cinsel amaç güttüğü ve mağdurun huzurunu bozduğu durumlarda cinsel taciz suçu olarak cezalandırılabilir. Ancak eylemde cinsel saik bulunmazsa, hakaret suçu (TCK 125) veya kişinin huzur ve sükununu bozma suçu (TCK 123) kapsamında da değerlendirilmesi mümkündür.
Sözlü Taciz Cezası
Sözlü taciz fiili, TCK m.105/1 kapsamında değerlendirildiğinde, cinsel taciz suçunun basit hali olarak kabul edilir. Bu durumda sözlü taciz suçu “Üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır.” Eğer mağdur bu fiil nedeniyle işini bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmışsa, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Sözlü tacizin, cinsel saik taşımaması hâlinde ise fail, hakaret suçu veya kişinin huzur ve sükununu bozma suçu kapsamında cezalandırılır
Cinsel Taciz Suçuna Uygulanabilecek Diğer Yaptırımlar
Cinsel taciz suçu işlendiğinde yalnızca hapis cezası değil, aynı zamanda cezanın ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya adli para cezasına çevrilme gibi ceza hukuku kurumları da gündeme gelebilir. Bu yaptırımlar, failin sabıkasızlığı, suçun niteliği, mağdurun şikayeti ve mahkemenin takdirine bağlı olarak uygulanır.
1. Adli Para Cezası
TCK m.105/1 uyarınca, cinsel taciz suçunun basit hali için mahkeme, fail hakkında hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedebilir. Bu durumda failin işlediği fiilin ağırlığına, mağdur üzerindeki etkisine ve failin ekonomik durumuna göre para cezası günlük miktar üzerinden hesaplanır.
2. Cezanın Ertelenmesi (TCK m.51)
Failin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması ve mahkemece yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması hâlinde, verilen hapis cezası ertelenebilir. Bu durumda fail, belirli bir süre içinde kasıtlı bir suç işlemezse cezası infaz edilmez.
3. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB – CMK m.231)
Verilen ceza 2 yıl veya altında ise, mahkeme fail hakkında HAGB kararı verebilir. Bu durumda fail, 5 yıl denetim süresine tabi tutulur ve bu sürede kasıtlı suç işlemezse, hüküm hiç açıklanmaz; yani sabıka kaydına işlenmez. Ancak bu uygulama, mağdurun rızası ve suçun ağırlığına göre mahkemenin takdirindedir.
4. Memuriyet ve Meslek Hayatına Etkisi
Cinsel taciz suçu, özellikle kamu görevlileri açısından disiplin hukuku yönünden de ciddi sonuçlar doğurur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre cinsel taciz fiili, devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren disiplin suçu sayılır. Ayrıca özel sektörde çalışan kişiler açısından da iş akdinin haklı nedenle feshi sonucunu doğurabilir.
Cinsel Taciz Suçu Şikayete Bağlı mı?
Cinsel taciz şikayete tabi mi? Bu sorunun yanıtı, suç teşkil eden fiilin basit ya da nitelikli haline göre değişmektedir.
Basit Cinsel Taciz Suçu
TCK m.105/1’de düzenlenen basit cinsel taciz suçu, şikayete bağlı bir suçtur. Yani mağdurun, fail hakkında şikayetçi olması gerekir. Şikayet olmazsa savcılık resen soruşturma başlatamaz. Bu tür suçlarda mağdurun cinsel taciz şikayet süresi, suçun ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aydır (TCK m.73). Bu süre içinde yapılan şikayet üzerine soruşturma başlatılır.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu
TCK m.105/2’de belirtilen nitelikli hallerde, örneğin suçun kamu görevinin, aile içi ilişkinin veya elektronik haberleşmenin sağladığı kolaylıktan faydalanılarak işlenmesi durumlarında, suç re’sen (kendiliğinden) soruşturulur. Yani bu tür fiillerde şikayet aranmaksızın savcılık doğrudan soruşturma açabilir.
Şikayet ve Uzlaşma Durumu
Cinsel taciz suçu uzlaşma kapsamına girmez. Dolayısıyla şikayetçi olduktan sonra mağdur ile fail arasında uzlaşma prosedürü uygulanmaz. Ancak mağdur, soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçerse, yalnızca şikayete tabi basit hal bakımından dava düşer; nitelikli hallerde vazgeçmenin etkisi olmaz.
Cinsel Taciz Şikayet Süresi
Cinsel taciz suçunda şikayet süresi, suçun basit veya nitelikli haline göre farklılık gösterir.
Basit Cinsel Taciz Suçunda Şikayet Süresi
TCK m.105/1 kapsamında yer alan basit cinsel taciz suçu, şikayete bağlı bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 73. maddesi gereğince mağdur, failin kim olduğunu ve suçun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunmalıdır.
📌 Bu süre hak düşürücü niteliktedir; yani 6 aylık sürenin geçmesi halinde artık şikayet hakkı kullanılamaz.
Nitelikli Cinsel Taciz Suçu İçin Süre
TCK m.105/2’de düzenlenen nitelikli hallerde suç re’sen soruşturulur. Dolayısıyla bu durumda herhangi bir şikayet süresi aranmaz; savcılık, suçun işlendiğini öğrenmesiyle birlikte doğrudan soruşturma başlatabilir.
Cinsel Taciz Suçu Zamanaşımı Süresi
Cinsel taciz suçu bakımından dava zamanaşımı süresi ise genel hükümlere tabidir. TCK m.66’ya göre, 3 yıldan fazla olmayan hapis cezası gerektiren suçlarda zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre içerisinde dava açılmadığı takdirde kamu davası düşer.
Cinsel Taciz Şikayetten Vazgeçme
Cinsel taciz suçunun basit hali şikayete tabi olduğundan, mağdur soruşturma veya kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçebilir. Bu durumda dava düşer ve sanık hakkında verilen karar hükümsüz hale gelir.
👉 Burada dikkat edilmesi gereken husus, şikayetten vazgeçmenin yalnızca basit hal için geçerli olduğudur. TCK m.105/2’de belirtilen nitelikli hallerde suç re’sen soruşturulduğu için mağdurun vazgeçmesi davayı etkilemez. Savcılık kamu adına soruşturmayı sürdürür.
Vazgeçme beyanı, bizzat mağdur veya kanuni temsilcisi tarafından açık ve net şekilde yapılmalıdır.
Mahkemeye veya savcılığa sözlü ya da yazılı olarak bildirilmesi mümkündür; ancak dilekçe verilmesi uygulamada daha sağlıklı olur.
Cinsel Olmayan Taciz Suçları
Cinsel tacizden farklı olarak, cinsel amaç veya içerik taşımayan, ancak kişinin huzur ve sükûnunu bozan, rahatsız edici veya ısrarlı davranışlarda bulunmak da Türk Ceza Kanunu kapsamında suç oluşturabilir. Bu tür eylemler, “cinsel olmayan taciz” olarak nitelendirilir ve farklı maddelerde düzenlenmiştir.
1. Kişinin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu (TCK m.123)
Bir kimseye ısrarla telefon etmek, mesaj göndermek, sürekli aramak, kapısına gitmek, izlemek veya rahatsız edici şekilde davranmak, kişinin özel hayatına müdahale niteliğindedir. Bu durumda TCK m.123 uygulanır.
Bu suçun cezası: 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.
2. Israrlı Takip (TCK m.123/A)
2022 yılında yapılan değişiklikle ısrarlı takip suçu ayrıca düzenlenmiştir. Bir kişiyi fiziksel olarak takip etmek, iletişim araçlarıyla rahatsız etmek, sosyal medyadan sürekli mesaj atmak veya etkileşimde bulunmak da bu kapsamdadır.
Cezası: 6 aydan 2 yıla kadar hapis. Eğer bu fiil; çocuğa, eski eşe, ayrı yaşadığı eşe, kamu görevlisine karşı işlenirse ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olarak artar.
3. Hakaret Suçu (TCK m.125)
Kişiye onur, şeref veya saygınlığını zedeleyici sözler söylenmesi, ama bu sözler cinsel içerik taşımıyorsa, hakaret suçu oluşur. Örneğin bir kişiye “ahlaksızsın”, “utanmazsın” gibi ifadeler kullanmak, kişinin cinselliğine doğrudan gönderme yapmasa da hakaret suçudur.
Cezası: 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
4. Tehdit Suçu ve Eziyet Suçu ile İlişki
Bazı durumlarda taciz, yalnızca rahatsız etmekle kalmaz; mağdur üzerinde korku veya baskı da oluşturabilir. Bu durumda tehdit suçu (TCK m.106) veya eziyet suçu (TCK m.96) hükümleri devreye girer. Bu suçlarda cezalar daha ağırdır ve eylemin sistematikliği göz önüne alınarak hapis cezası verilir.
Psikolojik Taciz Nedir?
Psikolojik taciz (mobbing), bir kişiye karşı özellikle iş yerinde sistematik biçimde uygulanan, kişinin onurunu, özgüvenini ve ruhsal bütünlüğünü zedeleyen davranışlardır. Bu davranışlar genellikle mağdurun iş performansını düşürmek, onu yıldırmak veya kurumdan ayrılmaya zorlamak amacı taşır.
Psikolojik taciz, genellikle şu davranış biçimleriyle ortaya çıkar:
- Kişiyi sürekli eleştirmek veya küçük düşürmek,
- Görmezden gelmek, dışlamak veya iletişimi kesmek,
- Sürekli azarlamak veya bağırmak,
- İşle ilgili yetkilerini sınırlandırmak veya görev alanını değiştirmek,
- Kasıtlı olarak iş yükünü artırmak,
- Topluluk içinde küçük düşürücü sözler söylemek,
- Asılsız söylentiler yaymak,
- Bilgi saklamak veya işini yapmasını engellemek.
Bu davranışların tek seferlik değil, sistematik ve süreklilik arz eden nitelikte olması gerekir. Tek bir tartışma ya da anlık gerilim genellikle mobbing olarak değerlendirilemez.
Psikolojik taciz (mobbing), özellikle iş yaşamında sıkça karşılaşılan, ancak çoğu zaman fark edilmeden veya kanıtlanmadan kalan bir olgudur. Türk Ceza Kanunu’nda doğrudan “mobbing suçu” olarak düzenlenmemiş olsa da, bu fiillerin eziyet suçu (TCK 96), hakaret suçu (TCK 125), kişinin huzur ve sükûnunu bozma (TCK 123) veya tehdit suçu (TCK 106) gibi farklı suçların kapsamında cezalandırılması mümkündür.
İş hukukuna göre de işverenin, çalışanını koruma ve psikolojik tacizi önleme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle mobbinge maruz kalan kişiler hem ceza davası hem de tazminat davası yoluna başvurabilir.
Taciz Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Taciz suçlarında görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi, davanın usul açısından doğru şekilde yürütülmesi bakımından büyük önem taşır. Hatalı mahkemede açılan davalar, usulden reddedilebilir veya süreci uzatabilir.
1. Görevli Mahkeme: Suçun nitelikli hali (TCK 105/2) veya fiilin başka bir suçla birlikte işlendiği, örneğin hakaret, tehdit, şantaj gibi eylemlerle birleştiği durumlarda, fiilin niteliğine göre ağır ceza mahkemesi görevli olabilir. Yine de uygulamada, cinsel taciz suçlarının tamamına yakını asliye ceza mahkemesi tarafından görülmektedir.
2. Yetkili Mahkeme: Yetki, suçun işlendiği yerle ilgilidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesi gereğince, suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.
Cinsel taciz suçu bakımından “işlenme yeri”, fiilin mağdurun huzurunda veya mağdurun bilgisi dâhilinde gerçekleştiği yerdir. Eğer taciz eylemi sosyal medya, e-posta, telefon ya da başka bir dijital araç üzerinden gerçekleştirilmişse; suçun işlendiği yer, mağdurun bu eylemi öğrendiği yer olarak kabul edilir. Örneğin; fail başka bir şehirden sosyal medya üzerinden cinsel içerikli mesaj göndermişse, mağdurun bu mesajı aldığı veya okuduğu şehirdeki mahkeme yetkilidir.
Taciz Davalarında Avukat Desteğinin Önemi
Cinsel taciz davaları, hem delil toplama hem de süreç yönetimi açısından oldukça hassas bir yapıya sahiptir. Yanlış bir ifade, süresi içinde yapılmayan bir başvuru veya bir usul hatası, davanın düşmesine neden olabilir. Bu nedenle, sürecin başından itibaren ceza hukuku alanında uzman bir avukattan profesyonel destek alınması mağdurun lehine olacaktır.
Cinsel Taciz davasında avukat şikayet dilekçesini hukuka uygun biçimde hazırlar, delil sunma stratejisini oluşturur, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında mağduru temsil eder; hakaret, tehdit veya mobbing gibi ek suç unsurları varsa bunları dosyaya dahil eder. Bu profesyonel destek, mağdurun süreci psikolojik olarak daha sağlıklı atlatmasını ve adaletin etkin biçimde tecelli etmesini sağlar.
Taciz davalarında sürecin sağlıklı ilerlemesi ve mağdurun haklarının tam anlamıyla korunması için, uzman bir ceza avukatıyla çalışmak büyük önem taşır.
Cinsel Taciz Suçu Sık Sorulan Sorular ve Cevapları
Cinsel taciz suçuna ilişkin uygulamada en çok merak edilen konular, ceza miktarı, şikayet süresi, delillerin yeterliliği ve hangi davranışların taciz sayıldığı gibi hususlardır. Aşağıda bu sorulara en çok aranan ve merak edilen yönleriyle yanıt verilmiştir.
⚖️ Cinsel tacizde adli para cezası ne kadar?
✍️ TCK 105/1 kapsamında basit cinsel taciz suçlarında mahkeme, hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir. Ancak suçun nitelikli hali (örneğin kamu görevinin sağladığı nüfuz kullanılarak işlenmesi) söz konusuysa, bu durumda para cezası yerine doğrudan hapis cezası uygulanır. Adli para cezasının miktarı, failin ekonomik durumu ve işlenen fiilin ağırlığı dikkate alınarak gün sayısı üzerinden belirlenir.
⚖️ Cinsel tacizin cezası kaç yıl?
✍️ Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesine göre, cinsel taciz suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Ancak suç nitelikli hallerde (örneğin kamu görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak, işyerinde, eğitim ortamında ya da elektronik haberleşme araçlarıyla işlenmişse) ceza yarı oranında artırılır. Eğer mağdur bu fiil sebebiyle işini, okulunu veya ailesini bırakmak zorunda kalmışsa, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
⚖️ Telefonla cinsel tacizin cezası kaç yıl?
✍️ Telefon, mesaj, sosyal medya veya diğer elektronik iletişim araçlarıyla yapılan cinsel içerikli rahatsızlıklar, TCK m.105/2-d uyarınca “elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenen cinsel taciz suçu” sayılır. Bu durumda ceza yarı oranında artırılarak uygulanır. Yani fail hakkında yaklaşık 4,5 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilir. Eylemin ısrarlı biçimde sürmesi veya mağdurun psikolojik çöküntü yaşaması halinde ceza artırılabilir.
⚖️ Cinsel taciz uzlaşmaya tabi mi?
✍️ Cinsel taciz suçunun basit hali (TCK 105/1) uzlaşmaya tabidir. Yani taraflar, savcılık veya mahkeme aşamasında uzlaşma bürosu aracılığıyla anlaşabilir. Ancak suç nitelikli hallerden biriyle (örneğin kamu görevlisi tarafından veya elektronik ortamda işlenmişse) gerçekleşmişse, artık uzlaşma mümkün değildir. Bu durumda kamu davası savcılık tarafından re’sen yürütülür.
⚖️ Taciz davaları kaç yıl sürer?
✍️ Taciz davasının süresi, delillerin toplanması, bilirkişi incelemesi veya tanık dinlenmesi gibi etkenlere bağlı olarak değişir. Uygulamada basit cinsel taciz davaları 6 ay ila 1,5 yıl arasında sonuçlanabilmektedir. Ancak nitelikli veya karmaşık dosyalarda bu süre daha da uzayabilir.
⚖️ Elle tacizin cezası nedir?
✍️ Eğer taciz eylemi fiziksel temasa dönüşmüşse, artık basit cinsel taciz değil cinsel saldırı suçu (TCK 102) söz konusu olur. Bu durumda fail hakkında en az 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Ancak temasın hafif nitelikte olduğu ve cinsel saldırı boyutuna ulaşmadığı durumlarda mahkeme somut olaya göre değerlendirme yapar.
⚖️ Cinsel iftiraya uğrayan kişi ne yapmalı?
Bir kişi hakkında asılsız şekilde cinsel taciz iddiasında bulunulması, TCK 267 kapsamında iftira suçunu oluşturur. Bu durumda mağdur kişi:
1- Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunabilir.
2- İddianın asılsız olduğunu gösteren delilleri (mesaj kayıtları, tanık beyanı, kamera görüntüsü vb.) sunmalıdır.
3- İftiranın mahkeme önünde sabit olması hâlinde, iftirada bulunan kişi 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca iftira nedeniyle maddi veya manevi zarar oluşmuşsa, tazminat davası açmak da mümkündür.
⚖️ Cinsel taciz memuriyete engel mi?
✍️ Evet, cinsel taciz suçu memuriyet açısından disiplin yönünden ağır sonuçlar doğurur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, bu tür suçlar “memurluk sıfatıyla bağdaşmayan fiiller” arasında sayılmakta olup, cezanın niteliğine göre memuriyetten çıkarma sebebi olabilir. Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı alınmış olsa bile, idare tarafından disiplin cezası uygulanabilir.
⚖️ Cinsel taciz yüz kızartıcı suç mu?
✍️ Evet, cinsel taciz suçu, Türk hukukunda yüz kızartıcı suçlar arasında değerlendirilir. Bu nedenle, bir kişinin bu suçtan mahkumiyet kararı alması, memuriyet, kamu görevine atanma veya bazı meslek ruhsatı başvurularında engelleyici nitelik taşır. Ayrıca sabıka kaydına işlendiğinde, adli sicil arşivinde de uzun süre görünmeye devam eder.
⚖️ Cinsel tacizden nasıl beraat edilir?
✍️ Cinsel taciz suçundan beraat, çoğu zaman delil yetersizliği veya cinsel amaç unsurunun ispatlanamaması nedeniyle gerçekleşir. Bu tür davalar genellikle sözlü beyana dayandığı için, sanığın uzman bir ceza avukatıyla savunma hazırlaması, tanık ve dijital delilleri etkin biçimde sunması büyük önem taşır. Mahkeme, her türlü şüpheyi sanık lehine değerlendirir; bu nedenle ispat yükü savcılık üzerindedir.



