Makaleler

Kusuru Olmayan Memura Disiplin Cezası Verilebilir Mi?

Kusuru Olmayan Memura Disiplin Cezası Verilebilir Mi?

Kusuru Olmayan Memura Disiplin Cezası Verilebilir Mi? Ceza hukuku anlamında suçu tanımlamak kolay iken disiplin hukuku bağlamında suçu tanımlamak o kadar kolay değildir. Ceza hukukunda kanunilik ilkesi gereği ve kanunsuz suç olmaz kuralına dayalı olarak suçun nitelendirmesi ve tanımı ceza kanunlarından kolayca tespit edilebilmektedir. Bir fiil ceza kanunu tarafından cezalandırılıyorsa suç teşkil edecektir. Ancak disiplin hukukunda hangi fiilin disiplin cezası gerektireceği dolayısıyla hangi fiilin disiplin suçu olduğu kolaylıkla tespit edilememektedir. Çünkü disiplin hukukunda kanunsuz suç olmaz ilkesi ceza hukukundaki gibi geçerli değildir.

Anayasanın 38. maddesindeki “kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmaz.” hükmü ceza hukuku anlamında suçlar için geçerlidir. Disiplin cezasına konu olacak fiillerin liste halinde eksiksiz sıralanmasının imkansızlığı, disiplin hukukundaki bu belirsizliğin temel nedenidir. Öte yandan kanunilik ilkesinin tamamıyla hakim olması durumunda kıyas yoluyla disiplin suçu oluşturmak da mümkün olamayacaktır.

Kusuru Olmayan Memura Disiplin Cezası Verilebilir Mi?

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinde disiplin suçu teşkil eden fiiller sıralanmış ise de kanunilik ilkesi açıkça kabul edilmemiş ve nitekim 125. maddede “Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir.” denilmek suretiyle kıyas yoluyla disiplin suçu ihdas edilmesine imkan sağlanmıştır.

Uygulamada idarelerce bir fiilin kusurlu görülmesi, fiilin Kanun veya yönetmelikte ceza verilecek eylemler arasında olup olmadığına bakılmaksızın çoğu zaman disiplin cezası verilmesiyle neticelenmektedir. Bu bağlamda disiplin cezası vermek için fiil, kusur ve görevle ilgililik unsurlarının bir arada olması idarelerce yeterli görülmektedir. Bir fiil kanun veya yönetmelik hükmünü ihlal etmese bile idare tarafından kusurlu görülüyorsa disiplin cezası ile cezalandırılabilmektedir. 

Dolayısıyla idareler memurun kanunla disiplin suçu olarak nitelendirilmeyen bir fiilini disiplin suçu sayarak disiplin cezası verebilmektedirler. Bu nedenle öncelikle muhatap olunan cezanın dayandığı eylemin suç oluşturup oluşturmadığının irdelenmesi gerekmektedir ve bu da çoğunlukla dava aşamasında Mahkemelerce takdir edilmektedir. Ayrıca yargı mercilerince kıyas yoluyla verilen disiplin cezalarına karşı şüpheci yaklaşıldığını da belirtmekte fayda vardır.

Diğer taraftan bazı kanunlar -YÖK Kanunu gibi- ilgili oldukları kurumlara disiplin suç ve cezalarının yönetmelik gibi düzenleyici işlemlerle belirlenmesine imkân verebilmektedir. Bu yaklaşımda temel hak ve özgürlüklere müdahale edilmediği sürece hukuken bir sorun yoktur. Anayasanın 13. maddesine göre temel hak ve özgülüklerin sınırlandırılması söz konusu ise, bu ancak kanunla öngörülmelidir. Disiplin cezalarında özellikle meslekten çıkarma cezasına ilişkin düzenlemelerin kanunla yapılması gerekmektedir. Nitekim Anayasanın 70. maddesine göre devlet memurluğuna girme anayasal bir hak olduğundan, memurluktan çıkarılma da temel hak ve özgürlüğe müdahale niteliğindedir. Bu nedenle meslekten çıkarma fiil ve cezalarının yönetmelik vb. düzenleyici işlemlerle ihdas edilmesi hukuka uygun olmayıp Kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.  

Disiplin suç ve cezalarında kanunilik ilkesinin mutlak olarak aranmadığından bahsettik. Şimdi de yukarıda da kısaca değindiğimiz disiplin suçunun unsurlarını irdeleyelim.

Disiplin suçu, memurun göreviyle ilgili kusurlu fiilidir. Bu tanıma göre disiplin suçu fiil, kusur ve illiyet bağını (göreviyle ilgisi) barındırmalıdır.

Bir memurun eyleme dönüşmemiş iradesi suç olarak değerlendirilemez. Memurun niyet veya açıklanmamış düşünceleri disiplin suçu oluşturmaz. Mutlaka idarece memura isnat edilmiş olan bir fiil olmalıdır. Memurun kişiliği, şahsi yapısı disiplin suçunun konusunu oluşturmaz. Memurun işyerinde geçimsiz ve uyumsuz olduğu gibi soyut, söylenti mahiyetindeki varsayım ve genel isnatlara dayanılarak disiplin cezası verilemez. Uyumsuz olduğu iddia edilen fiil ve davranışını kime karşı hangi tarihte ve saatte gösterdiğinin ortaya konulması şarttır.

Memurun istifa etmiş olması da disiplin fiil ve suçunu ortadan kaldırmaz. İstifanın kabulünden önce işlenmiş fiiller nedeniyle disiplin cezası verilebilir. Ancak ölüm disiplin fiilini ortadan kaldıracağından, disiplin cezası verilemez.

Diğer taraftan fiil yönünden ceza mahkemesinde de dava açılmış ve yargılama neticesinde fiilin mevcut olmadığına karar verilmiş ise bu karar idareyi bağlar; idare bu fiilden dolayı disiplin cezası veremez.

Disiplin suçunu oluşturan fiil memurun görevi içinde veya görevi dolayısıyla işlenmiş olmalıdır. Memurun görevine geç gelmesi, hiç gelmemesi gibi fiiller görevi içindeki eylemler olup, disiplin cezasına konu olacaktır. Ancak memurun görevinin dışında özel hayatında işlediği fiillerin de disiplin suçu oluşturacağına ilişkin görüşler ve uygulamada karşılaşılan örnekler de mevcuttur. Memurun ait olduğu kurumun saygınlığı ile mesleğin vakar ve ciddiyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle özel hayattaki bir kısım davranışlar da disiplin cezasına konu olabilmektedir. Nitekim 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesindeki “Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” fiili uyarma cezasına tabi eylemler arasında sayılmıştır.

Devlet memurunun fiilinin cezalandırılması için son unsur ise kusur unsurudur. Yalnızca kusurlu fiil cezalandırılabilir. Bir fiilin kusurlu olup olmadığı yukarıda da bahsettiğimiz gibi kanundan kaynaklı olabilir. Yani kanun eylemi kusurlu saymış ise o fiil kanun gereği kusurludur. Bunun dışında, idare de takdir yetkisini kullanarak bir fiile kusur atfedebilir. Gerek kanundan kaynaklı kusur gerek takdir yetkisiyle nitelenen kusur hukuki denetimden bağımsız değildir.

Bunun dışında memur kanuna aykırı emri yerine getirmez ve bu durumu amirine bildirir. Ayrıca konusu suç teşkil eden emri yerine getirmesi de memur bakımından suçtur. Bu şekildeki emir yerine getirilmez. Dolayısıyla bu itaatsizlik kusur oluşturmaz ve disiplin suçuna konu olmaz. Kastın olmaması da fiili kusurlu kılmaz. Aynı şekilde mücbir sebepler de kusuru ortadan kaldırır. Diğer taraftan memurun mesleki yetersizliği veya fiziki elverişsizlikten kaynaklı fiilleri de kusurlu fiil olarak görülemez. Zihinsel ve bedensel yetersizlik nedeniyle verilen görevleri yerine getiremeyen memura disiplin cezası verilemez. Böyle bir durumdaki memura disiplin cezası yerine disiplin notu veya sicil notu yollarıyla işlem yapılır. Ya da bedeni veya zihni imkânsızlıklar memuriyete engel teşkil ediyorsa malulen emeklilik yolu seçilebilir.

Mesleki disiplin konusunda danışmanlık almak veya bir durumu bildirmek için disiplin avukatıyla iletişime geçmek için bize ulaşın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir