Makaleler

Fuhuş Suçu, Şartları ve Cezası

Fuhuş Suçu, Şartları ve Cezası

Türk Ceza Kanunu’na göre fuhuş suçu, bir kişinin para karşılığında başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesi durumunda gerçekleşir. Bu suçun işlenmesi için birkaç önemli şart bulunmaktadır. Bunlar arasında, cinsel ilişkinin para karşılığında olması, haz duygusunun kaybolması, sürekli bir şekilde tekrarlanması ve herhangi bir seçim özgürlüğünün olmaması gibi unsurlar yer alır. Fuhuş suçu, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen cezai yaptırımlara tabidir ve ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, bu suçun işlenmemesi için gerekli önlemlerin alınması önemlidir.

Fuhuş Suçu Nedir?

Fuhuş suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı hükmüne göre; kişinin maddi karşılığında başka bir kişiyle veya kişilerle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun temelinde korunan hukuki değer, kişinin ar ve haya duygularıdır. Bununla birlikte, fuhuşun çeşitli tanımları bulunmaktadır.

Bu suçun ortaya çıkması için bazı belirgin özellikler bulunmaktadır:

  • Para karşılığında cinsel ilişkiye girilmesi ve bu süreçte haz duygusunun kaybolması,
  • Cinsel ilişkiye girilerek elde edilen kazanç,
  • Para karşılığında gerçekleştirilmesi nedeniyle herhangi bir seçim unsurunun olmaması,
  • Bu eylemin sürekli bir şekilde tekrarlanması.

Fuhuş suçuyla ilgili olarak, benzer suçlar da Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanmış ve cezalandırılmaktadır. Bu suçlar, fuhuşun niteliğine ve işlenme şekline bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Fuhuş Suçu Kapsamındaki Suçlar ve Cezaları

Türk Ceza Kanunu’nun 227/1 ve 227/2 maddelerinde belirtilen fuhuş suçu kategorisinde çeşitli suçlar yer almaktadır. Bu suçların her biri farklı tanımlara sahiptir ve ceza miktarları da değişiklik gösterir. Bu suçlar ve bunlara ilişkin cezalar şu şekildedir:

  • Çocukla fuhuşun gerçekleştirilmesi,
  • Fuhşa teşvik etme,
  • Fuhşun gerçekleştirilmesi için yer temin etme,
  • Suçun işlenmesini kolaylaştırma,
  • Kişiyi tehdit, zorlama veya zor durumda bırakarak fuhşa yönlendirme,
  • Fuhuşun gerçekleştirilmesi için aracılık yapma.

Fuhuş suçu, çeşitli şekillerde işlenebilir ve basit ile nitelikli halleri vardır. Nitelikli haller, daha ağır cezaları gerektirir. Bu suçların işlenmesinden kaçınmak için gerekli önlemlerin alınması önemlidir.

Fuhuş Suçunun Şartları

Türk Ceza Kanunu, suçların oluşması için belirli şartların bulunduğunu ve bu şartların suçun tanımıyla ilişkilendirildiğini açıklamaktadır. Fuhuş suçu da bu kapsamda ele alınır ve işlenip işlenmediği belirli eylemlerle anlaşılır. Bu eylemler şunlardır:

  • Fuhuş suçunu işlemek isteyen kişilere yer sağlanması,
  • Suç işlemeyi düşünmeyen kişilerin fuhşa yönlendirilmesi ve suçun işlenmesine yardım edilmesi,
  • Kişilerin fuhuş için bir araya getirilmesi ve aracılık edilmesi,
  • Fuhuş için gerekli koşulların sağlanması ve suçun kolaylaştırılması.

Bu şartlardan bir veya birkaçının gerçekleşmesi suçun ortaya çıkması için gereklidir. Eğer bu eylemler gerçekleştirilmezse, suçun fuhuş suçu kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır.

Fuhuş Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu, her suçun ceza miktarını belirlerken, suçun niteliğine ve işlenme şekline göre farklı ceza düzeyleri öngörmektedir. Fuhuş suçu da bu kapsamda değerlendirilir ve çeşitli ceza hükümleri mevcuttur. Bu ceza düzeyleri şu şekildedir:

  • Basit Hali: Fuhşa teşvik, aracılık, kolaylaştırma ve yer temini gibi eylemler basit haller olarak kabul edilir. Bu durumda faile verilecek ceza 2 ila 4 yıl arasında hapis ve 3000 güne kadar adli para cezasını içerebilir.
  • Çocukla Fuhuş Suçu: Çocukla fuhuş suçuna aracılık eden, kolaylaştıran ve yer temin eden kişilere 4 ila 10 yıl arasında hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası uygulanır.
  • Nitelikli Hali: Zor kullanma, tehdit veya kişinin zor durumda olmasından faydalanarak gerçekleştirilen fuhuş suçunda verilecek ceza, normal cezanın iki katına çıkarılır.
  • Örgütlü Şekilde İşlenmesi Hali: Suçun belirli bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi durumunda, kişiye verilecek ceza yarım kat artırılır.

Fuhuş suçunu işleyen kişiler, suçu işleme şekillerine göre yukarıdaki cezalara tabi tutulurlar. Ancak mahkeme, her durumu ayrı ayrı değerlendirir ve cezai uygulamada farklılıklar olabilir. Bu nedenle, fuhuş suçuyla ilgili mahkeme kararının belirleyici olduğunu unutmamak önemlidir.

Mert Hukuk Burosu 3

Fuhuş Suçunun Hukuki Bağlamda Değerlendirilmesi

Türkiye, 12 Aralık 2000 tarihinde Palermo’da imzaya açılan “Sınır aşan Organize Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’ni ve bu sözleşmenin eki olan “İnsan Ticaretinin, özellikle Kadınların ve Çocukların Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına ilişkin Protokolü 13 Aralık 2000 tarihinde imzalamıştır. Kadın ve çocuklara özel önem verilerek insan ticaretini önlemek ve mücadele etmek ve bu tür ticaretin mağdurlarını; bunların insan haklarına bütünüyle saygı göstererek korumak ve onlara yardım etmek, bu amaçlara erişebilmek için Taraf Devletler arasındaki işbirliğini geliştirmek amaçlarını taşıyan protokol 30.01.2003 tarihli 4800 ve 4804 sayılı kanunlarla uygun bulunmuş ve 04.02.2003 tarihli Resmi Gazetede iç hukukumuza dahil edilmiştir.

Haziran 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni TCK’nın 80 maddesi ile insan ticareti suçu yeniden ele alınarak bu suçu işleyenler için öngörülen cezalar artırılmıştır. 19 Aralık 2006 tarihinde yapılan son düzenleme ile insan ticaretinin tanımına zorla fuhuş yaptırmak ve ülkeye sokan/ ülkeden çıkaran ibareleri eklenmiş, bu itibarla da Ceza Kanunumuzdaki insan ticaret suçu, BM Palermo Sözleşmesi ve insan ticareti ile mücadele konusundaki ekli Protokolüne tam uyumlu hale getirilmiştir.

1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddesinde insan Ticareti suçu düzenlenmiştir ve bu düzenleneme aşağıdaki gibidir:

Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir. (2)

Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan fiiller var olduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir. (3) On sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir. (4) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. (TCK, m.80).

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 80/1 e göre, insan ticareti suçu, neticesi harekete bitişik yani sırf hareket suçu olup kanun metninde yer verilen araç ve amaç fiillerin gerçekleştirilmesi ile tamamlanmaktadır. Kanun metnine bakıldığında failin ulaşmak istediği amacına ulaşıp ulaşmadığı suçun tamamlanmasına etki etmez yani bahsi geçen suçun meydana gelebilmesi için kanun hükmünde yer verilen bu eylemlerden ayrı bir neticenin gerçekleşmesi aranmaz.

80. maddede sayılan tehdit, baskı, cebir veya şiddet, nüfuzu kötüye kullanma, kandırma, kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanma araç fiiller olarak düzenlenmiştir. Ayrıca TCK md.80 hükmü 3. fıkrasına göre, mağdurun çocuk vasfına sahip olması durumunda araç fiiller olmaksızın da insan ticareti suçu işlenmiş sayılacak yani suç gerçekleşmiş olacaktır.

TCK’nın 80. maddesinde amaç fiiller ise araç fiillerle iradesi ifsat edilen ya da rızası varmış gibi görünen mağduru ülkeye sokmak ya da ülkeden çıkarmak, sevk etmek, kaçırmak, bir yerden başka bir yere götürmek ya da barındırmak gibi amaçlarla fail tarafından bu suçun icrasıyla suça konu olmuştur. İnsan ticareti suçunun oluşması için kanun metninde yer verilen eylemlerden yalnızca birinin varlığı suçun oluşması için yeterlidir.

Bu suçun oluşması için gereken manevi unsur özel kasttır. Bu suç taksirle işlenemez. Özel kasttan anlaşılması gereken husus failin maddede belirtilen maksatlarla harekete geçmesi gerektiğidir. Dolayısıyla fail 80. maddede ki araç ve amaç fiillerle hareket ettiği halde maddede sayılan maksatlardan farklı bir saik güttüğü durumda insan ticareti suçu oluşmayacaktır. Düzenleme de belirtilen maksatlar zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamaktır. Ancak fail düzenlemede belirtilen maksatlarla hareket ettiğinde amaç gerçekleşmemiş olsa dahi suç oluşmuş olacaktır.

Fuhuş suçu TCK md. 227’de düzenlenmiştir. Kanun koyucu, fuhuş suçunda da insan ticareti suçunda olduğu gibi, mağdurun çocuk veya yetişkin olmasına göre ikili bir ayrım yapmıştır. Buna göre, mağdurun çocuk olması halinde; fuhşa teşvik etme, bunun yolunu kolaylaştırma, fuhuş maksadıyla tedarik etme veya barındırma yahut fuhşa aracılık etme hareketleri suçun maddi unsurunu oluşturacaktır. Mağdurun yetişkin olduğu hallerde maddede; fuhşa teşvik etme, bunun yolunu kolaylaştırma, fuhuş için aracılık etme veya fuhuş için yer temin etme hareketleri sayılmıştır.

227. maddenin 4. fıkrası bağlamında “fuhşa sevk etmek” ifadesinden, “mağdurun, cebir, tehdit veya hile ile ya da çaresizliğinden yararlanılarak herhangi bir hareketle doğrudan fuhşa yönlendirilmesi ya da sürüklenmesi” anlaşılmalıdır. Mağdurun “fuhuş yapmasının sağlanması” durumundaysa, insan ticareti suçunun failinin maksadı gerçekleşmektedir.1035 Fuhuş suçunda mağdurun yetişkin olduğu hallerde, 4. fıkrada yer verilen “cebir, tehdit, hile, çaresizliğinden yararlanma” hareketleri var olsa dahi; insan ticareti suçunun ortaya çıkabilmesi için icra edilmesi gereken asıl hareketler ve fuhuş suçuna vücut veren hareketler uyuşmayacağından, bir fiil ile birden fazla suçun işlenebilmesi söz konusu olmayacaktır.

Bu durumda iki suçun unsurlarının örtüştüğü ve fikri içtima kurallarının uygulanabileceğini görüşü doğru bir değerlendirme olmayacaktır. Fuhuş suçunun mağdurunun çocuk olduğu hallerde, çocuğun fuhuş maksadıyla tedarik edilmesi ve barındırılmasının cezalandırılacağı belirtilmiştir. TCK md. 80/3 gereği mağdurun çocuk olduğu hallerde, maddede belirtilen maksatlarla, sadece asıl hareketlerin gerçekleştirilmesi suçun oluşumu için yeterli olacaktır. Dolayısıyla çocuğun fuhuş maksadıyla tedarik edilmesi veya barındırılması durumları hem insan ticareti suçunu hem de fuhuş suçunu oluşturacaktır. Bu durumda fikri içtima söz konusu olacak ve en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulacaktır.

Nitekim Yargıtay da önüne gelen bir olayda, mağdurun reşit olması durumunda TCK md. 227/4 ve insan ticareti suçundan ayrı ayrı ceza verilmesi gerekeceği kabulünden hareket etmiştir:

İnsan ticareti ve fuhuşa aracılık etme suçları birbirinden bağımsız olduğundan, fuhuş yaptırmak maksatlı insan ticareti suçunda, insan ticareti suçunun unsurunu oluşturan araç fiiller ile fuhuşun nitelikli halini teşkil eden fiillerin bulunup bulunmadığı her suç açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Somut olayda; oluş, dosya kapsamı ve mahkeme kabulüne göre, sanıkların kanıtlanan eylemlerinin TCK’nın 80/1. madde ve fıkrasında belirtilen “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak” şeklinde gerçekleşen insan ticareti ile TCK’nın 227/4. maddesinde düzenlenen fuhuş suçlarını oluşturduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise insan ticareti suçunun unsuru olduğu, bu nedenle ayrıca ceza verilemeyeceği, ayrıca amaç fiillerin tamamlanmasıyla insan ticareti suçunun oluşacağı, sanıkların hedeflediği fuhuş suçunun işlenmesinin zorunlu olmadığı, ancak bu hedef suçların işlenmesi halinde sanıkların bu suçlardan da ayrıca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan insan ticareti ile fuhuş suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetleri yerine, yerinde olmayan gerekçeyle fuhuş suçu ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,

Bunun yanında, sanığın katılan …’e karşı insan ticareti suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın bu eylemi nedeniyle hakkında bir karar verilmeden sadece fuhuş suçundan cezalandırılmasına hükmedilmesi, kanuna aykırıdır.

Kaynakça

fuhuş • tehdit • insan ticareti, E. 2015/35622 K. 2016/6429 (YARGITAY 18. CD. 03 30, 2016).

turkiyenin-insan-ticaretiyle-mucadelesi. (tarih yok). T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI: https://www.goc.gov.tr/turkiyenin-insan-ticaretiyle-mucadelesi adresinden alındı

VURAL, S. (2018). İNSAN TİCARETİ SUÇU. ANKARA ÜNİVERSİTESİ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ . ANKARA.

YEMEZ, C. (2019). TRABZON ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI. İNSAN TİCARETİ SUÇU. Trabzon.

YAZAN: Av. Hakan MERT, Stj. Av. Orhan KARABULUT

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir