Makaleler

Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Boşanma Sebepleri Nelerdir? Boşanma, evliliğin sona ermesi anlamına gelir. Boşanma, evliliğin temelinden sarsıldığının ve devamının imkansız olduğunun göstergesidir. Türkiye’de boşanma oranları her geçen gün artmaktadır. 2022 yılında Türkiye’de 1 milyon 37 bin 675 çift boşanmıştır. Boşanma sebepleri, genel ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılır.

Genel Boşanma Sebepleri

Genel boşanma sebepleri, kanunda açıkça sayılmayan ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan her türlü davranıştır. Genel boşanma sebepleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Eşler arasında sevgi ve saygının zedelenmesi
  • Şiddetli geçimsizlik
  • Hayata bakış açılarının farklılığı
  • Mizaçların farklılığı
  • Hakaret, şiddet, güven sarsan davranışlar

Özel Boşanma Sebepleri

Özel boşanma sebepleri, kanunda açıkça sayılmış ve evlilik birliğinin devamını imkansız hale getiren davranışlardır. Özel boşanma sebepleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Zina
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
  • Suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akıl hastalığı

Boşanma sebepleri, her evlilik için farklı olabilir. Ancak yukarıda sayılan genel ve özel boşanma sebepleri, Türkiye’de en sık görülen boşanma sebepleri arasındadır. Boşanma, her iki taraf için de zor ve sancılı bir süreçtir. Boşanma kararı almadan önce, evliliği kurtarmak için tüm çabaların harcanması önemlidir. Boşanma kararı kesinleştikten sonra, tarafların maddi ve manevi olarak zarar görmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliği içerisinde eşlerden biri diğerini aldatırsa, aldatılan eş boşanma davası açabilir. Zina, evli bir kişinin eşi dışında bir kimseyle cinsel ilişkiye girmesidir. Zina nedeniyle boşanma davası açabilmek için, aldatılan eşin zinayı öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde dava açması gerekir. Bu süre, zinanın öğrenilmesinden itibaren başlar ve 6 ay içinde dava açılmazsa, dava hakkı düşer. Zina nedeniyle boşanma davasında, aldatılan eşin zinayı ispatlaması gerekir. Zina, her türlü hukuka uygun delil ile ispatlanabilmektedir. Bu deliller arasında, tanık beyanları, fotoğraflar, videolar, mesajlar, e-postalar, ses kayıtları gibi deliller yer alabilir.

Zina nedeniyle boşanma davasında, aldatılan eşin kusursuz olması gerekmez. Aldatan eş de kusurlu olsa da, aldatılan eşin de kusurlu olduğu durumlarda, boşanma davası kabul edilebilir. Zina nedeniyle boşanma davasında, aldatılan eşe maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı da vardır. Zina nedeniyle boşanma davası açarken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:

  • Dava açma süresi olan 6 ayı kaçırmamak gerekir.
  • Zinayı ispatlayacak delilleri toplamak gerekir.
  • Dava dilekçesini ve eklerine dikkat etmek gerekir.
  • Davayı alanında uzman bir avukatla takip etmek gerekir.
  • Zina nedeniyle boşanma davası, evlilik birliği içerisinde yaşanan en ciddi sorunlardan biridir.

Bu nedenle, dava açarken dikkatli olmak ve alanında uzman bir avukattan yardım almak önemlidir.

Terk Nedeniyle Oluşan Boşanma

Terk, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan önemli bir boşanma sebebidir. Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde düzenlenen terk nedeniyle boşanma, eşlerden birinin ortak yaşamı terk etmesi ve bu terkin en az altı ay sürmesi halinde gerçekleşebilir. Terk Nedeniyle Boşanmanın Şartları Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:

  • Eşlerden birinin ortak yaşamı terk etmesi: Terk eden eşin, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeme niyetiyle ortak konutu terk etmesi gerekir.
  • Terkin haklı bir sebebinin bulunmaması: Terk eden eşin, terk etmesini haklı kılan bir sebebinin olmaması gerekir. Örneğin, eşlerden birinin şiddet gördüğü veya ağır hastalık geçirdiği durumlarda terk haklı kabul edilebilir.
  • Eşler arasında ayrılık kararının bulunmaması: Eşler arasında ayrılık kararı verilmişse, terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.
  • Terkin en az altı ay sürmüş olması: Terkin aralıksız olarak en az altı ay sürmesi gerekir.
  • Terk eden eşe hakim veya noter tarafından ihtarda bulunulması ve ihtarın sonuçsuz kalması: Terk edilen eş, terk eden eşe hakim veya noter tarafından ihtar göndermelidir. İhtar, terk eden eşin ortak konuta dönmesi için iki ay süre tanımalıdır. İhtar sonuçsuz kalırsa, terk nedeniyle boşanma davası açılabilir.

Cana Kast, Pek Kötü Muamele Nedeniyle Boşanma

Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine göre, eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Cana kast, bir kişinin diğerinin hayatına kasıtlı olarak son vermek amacıyla yaptığı eylemlerdir. Bu eylemler, öldürme girişimi, yaralama, tehdit, hakaret gibi şekillerde gerçekleşebilir. Pek kötü muamele, bir eşin diğerine karşı sistematik olarak gösterdiği, onu maddi ve manevi olarak yıkıma uğratan davranışlardır. Bu davranışlar, fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet gibi şekillerde gerçekleşebilir.

Ağır derecede onur kırıcı davranış, bir eşin diğerinin onurunu ve saygınlığını zedeleyen, onu toplum önünde küçük düşüren davranışlardır. Bu davranışlar, iftira, hakaret, cinsel taciz gibi şekillerde gerçekleşebilir. Cana kast, pek kötü muamele ve ağır derecede onur kırıcı davranış, boşanma için geçerli olan kusura dayalı boşanma nedenleridir. Bu nedenlerden biriyle boşanma davası açmak isteyen eşin, boşanma nedenini öğrendiği tarihten itibaren altı ay ve nedenin oluşmasından itibaren beş yıl içerisinde davasını açması gerekmektedir.

Cana kast, pek kötü muamele ve ağır derecede onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası, eşlerin boşanma konusunda anlaşamadıkları durumlarda açılabilir. Bu davalar, Aile Mahkemesi tarafından görülür ve davanın sonucunda, eşlerden birinin boşanma talebi kabul edilirse, boşanma kararı verilir. Cana kast, pek kötü muamele ve ağır derecede onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak için gerekli olan belgeler şunlardır:

  • Dilekçe
  • Nüfus kayıt örneği
  • Evlilik cüzdanı fotokopisi
  • Boşanma nedenini belgeleyen deliller (örneğin, yaralama veya darp raporu, tehdit mesajları, hakaret içeren yazışmalar vb.)

Bu davalarda, hakim, eşlerin boşanma konusundaki isteklerini, boşanma nedenini, boşanmanın ailenin menfaatine olup olmadığını göz önünde bulundurarak karar verir.

Suç İşleme Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri genel ve özel boşanma sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır. Genel boşanma sebepleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Özel boşanma sebepleri ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan, ancak kanunda özel olarak sayılan davranışlardır. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde düzenlenen özel boşanma sebeplerindendir. Bu maddeye göre, eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Suç işleme nedeniyle boşanma davası açabilmek için, eşlerden birinin suç işlemesi gereklidir, fakat yeterli değildir. Bu suçun, küçük düşürücü bir suç olması gereklidir. Küçük düşürücü suç, toplumda kabul görmeyen, kişinin onurunu zedeleyen suçlardır. Örneğin, hırsızlık, dolandırıcılık, kasten yaralama, cinayet gibi suçlar küçük düşürücü suç olarak kabul edilebilir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açabilmek için ise, eşlerden birinin diğerine karşı ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunması gereklidir.

Onur kırıcı davranış, kişinin saygınlığını, şerefini ve namusunu zedeleyen davranışlardır. Örneğin, zina, fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, hakaret, tehdit gibi davranışlar onur kırıcı davranış olarak kabul edilebilir. Suç işleme veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak için herhangi bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Ancak, davacı eşin bu davranışları bildikten sonra dava açması halinde, davası reddedilebilir. Ayrıca, suç işleme nedeniyle boşanma davası açmak için, suçun işlendiği tarihten itibaren 5 yıl geçmesi gerekir.

Suç işleme veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davaları, aile mahkemesinde açılır. Dava, davacı eşin yerleşim yeri veya davalı eşin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Suç işleme veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasında, davacı eşin, diğer eşin suç işlediğini veya onur kırıcı davranışta bulunduğunu ispatlaması gerekir. Bu ispat, tanık beyanları, suç duyurusu, mahkeme kararı gibi delillerle yapılabilir. Suç işleme veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası sonucunda, boşanmanın yanı sıra, davacı eşe maddi ve manevi tazminat da hükmedilebilir.

Akıl Hastalıklarından Dolayı Boşanma

Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi uyarınca, eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Bu maddeye göre, akıl hastalığı boşanma sebebi olarak kabul edilebilmek için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir:

  • Eşlerden birinin akıl hastası olması
  • Akıl hastalığının ortak hayatı çekilmez hale getirmesi
  • Akıl hastalığı, kişinin ruhsal ve zihinsel işlevlerini etkileyen bir durumdur.

Bu durum, kişinin günlük hayatını sürdürmesini, çevresiyle sağlıklı iletişim kurmasını ve toplumsal yaşamda rol almasını zorlaştırabilir. Akıl hastalığı, boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için, ortak hayatı çekilmez hale getirmesi gerekir. Bu durum, eşlerden birinin diğer eşe veya çocuklara zarar vermesi, cinsel ilişkiyi reddetmesi, ekonomik sorumluluklarını yerine getirmemesi gibi davranışlarla ortaya çıkabilir. Akıl hastalığının boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir. Bu rapor, en az üç psikiyatrist tarafından hazırlanmalıdır.

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası, aile mahkemesinde açılır. Davada, tarafların evlilik birliği içerisindeki yaşamları, akıl hastalığının ortak hayatı çekilmez hale getirip getirmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Mahkeme, davanın kabulü halinde, tarafların boşanmalarına karar verir. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, hem eşler hem de çocuklar için zor bir durumdur. Bu nedenle, boşanma kararı vermeden önce, tarafların psikolojik ve hukuki danışmanlık almaları faydalı olacaktır.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma

Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliğinin temelden sarsılması, eşlerin anlaşarak boşanmaları ve fiili ayrılık sebebiyle boşanma, boşanma sebepleri arasında yer almaktadır. Fiili ayrılık sebebiyle boşanma, eşlerin herhangi bir boşanma sebebine dayanarak açtıkları boşanma davasının reddedilmesi ve bu kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl boyunca eşlerin ortak hayatı yeniden kurmaması halinde gerçekleşmektedir.

Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasının açılabilmesi için öncelikle eşlerden birinin, evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açması ve bu davanın reddedilmesi gerekmektedir. Boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl boyunca eşlerin ortak hayatı yeniden kurmaması halinde, eşlerden biri fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açabilir. Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasında, eşlerin üç yıl boyunca ayrı yaşamalarının fiili ayrılık olarak kabul edilebilmesi için bazı kriterler aranmaktadır. Bu kriterler şu şekilde sıralanabilir:

  • Eşlerin fiili olarak aynı evde birlikte yaşamamaları gerekmektedir.
  • Eşlerin fiili ayrılık süresince ortak bir hayat kurmaya yönelik herhangi bir çaba göstermemeleri gerekmektedir.
  • Eşlerin fiili ayrılık süresince birbirlerine karşı aile içi yükümlülüklerini yerine getirmemeleri gerekmektedir.
  • Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasında, eşlerin üç yıl boyunca ayrı yaşamalarına ilişkin delillerin sunulması gerekmektedir.

Bu deliller arasında, eşlerin ayrı adreslerde ikamet etmeleri, ayrı banka hesapları kullanmaları, ayrı sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı olmaları gibi belgeler yer alabilir. Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasında, boşanma kararının verilmesi için eşlerin kusurunun bulunmasına gerek yoktur. Ancak, eşlerden birinin kusurlu olması halinde, bu durum boşanma tazminatı ve nafaka gibi konularda karara etki edebilir. Fiili ayrılık sebebiyle boşanma, eşler arasında ortak hayatın tamamen bittiği ve evlilik birliğinin artık sürdürülemez olduğu hallerde başvurulabilecek bir boşanma sebebidir.

Boşanma Sebebi Olan Davranışlar

Boşanma, bir evliliğin hukuken sona ermesi anlamına gelir. Boşanma nedenleri, Türk Medeni Kanunu’nda genel ve özel boşanma sebepleri olarak iki kategoriye ayrılmıştır. Genel boşanma sebepleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan her türlü davranışı kapsar. Bu davranışlar, geçimsizlik, şiddet, hakaret, güven sarsıcı davranışlar, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi nedenlerdir. Özel boşanma sebepleri ise, evlilik birliğini temelden sarsıcı nitelikte olan ve kanunda tek tek sayılan nedenlerdir. Bu nedenler, zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Boşanma sebebi olan davranışların bazı örnekleri şunlardır:

  • Eşlerden birinin diğerine şiddet uygulaması
  • Eşlerden birinin diğerini aşağılaması, hakaret etmesi
  • Eşlerden birinin diğerini aldatması
  • Eşlerden birinin kumar oynaması, alkol veya uyuşturucu madde kullanması
  • Eşlerden birinin aile yükümlülüklerini yerine getirmemesi
  • Eşlerden birinin eşinin mallarına zarar vermesi
  • Eşlerden birinin eşinin rızası olmadan başka biriyle evlilik yapması

Boşanma davalarında, boşanma sebebi olan davranışların kanıtlanması gerekir. Bu kanıtlar, tanık beyanları, tutanak, fotoğraf, video, ses kaydı gibi belgeler olabilir. Boşanma, her iki eş için de zor bir süreçtir. Boşanma kararı vermeden önce, tüm seçenekleri değerlendirmek ve boşanma sürecinin olası sonuçlarını iyice düşünmek gerekir.

Tek Celsede Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sebepleri iki ana başlıkta incelenebilir:

Mutlak boşanma sebepleri: Bu sebepler, boşanmanın gerçekleşmesi için tek başına yeterlidir. Eşlerden biri bu sebeplerden birini ileri sürerek boşanma davası açarsa, mahkemenin boşanmayı kabul etmesi gerekir. Mutlak boşanma sebepleri şunlardır:

  • Zina: Eşlerden birinin diğer eşin rızası olmadan evlilik birliği dışında cinsel ilişkide bulunmasıdır.
  • Hayata kast veya pek kötü veya onur kırıcı davranış: Eşlerden birinin diğer eşe karşı işlediği, onu öldürmeye veya ona ağır bedensel veya ruhsal acı çektirmeye teşebbüs etmesi veya onu aşağılayıcı veya küçük düşürücü davranışlarda bulunmasıdır.
  • Akıl hastalığı: Eşlerden birinin evlilik birliği süresince akıl hastası olması ve bu durumun evlilik birliğini temelden sarsmasıdır.
  • Eylemli ayrılık: Eşlerden birinin diğer eşi terk etmesi ve bu ayrılığın en az bir yıl sürmesidir.

Özel boşanma sebepleri: Bu sebepler, boşanmanın gerçekleşmesi için tek başına yeterli değildir. Eşlerden biri bu sebeplerden birini ileri sürerek boşanma davası açarsa, mahkeme öncelikle bu sebebin evlilik birliğini temelden sarsıp sarsmadığını inceler. Eğer sarstığını tespit ederse, boşanmayı kabul edebilir. Özel boşanma sebepleri şunlardır:

  • Haysiyetsiz hayat sürme veya suç işleme: Eşlerden birinin evlilik birliği dışında haysiyetsiz bir hayat sürmesi veya suç işlemesidir.
  • Terk: Eşlerden birinin diğer eşi terk etmesidir.

Sebepsiz Boşanma Olur mu?

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hallerinde hâkimin karar vermesi ile gerçekleşir. Boşanma sebepleri, kanunda sayılan özel sebepler ve genel sebepler olmak üzere ikiye ayrılır.

Özel sebepler, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının somut göstergeleri olarak kabul edilen ve kanunla tek tek sayılan nedenlerdir. Bu nedenleler, hayata kast, hayata kast teşebbüsü, pek kötü veya onur kırıcı davranış, zina, fuhuş veya sair ahlaka aykırı davranışlar, haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin sarsılması.

Genel sebepler ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının somut göstergeleri olarak kabul edilmeyen, ancak hâkimin takdirine bağlı olarak boşanma sebebi olarak kabul edilebilecek nedenlerdir.

Bu nedenleler, eşlerin anlaşamaması, eşlerin birbirine karşı sevgi ve saygılarının kalmaması, eşlerin birbirini aldatması, eşlerin şiddet uygulaması, eşlerin birbirini terk etmesi, eşlerin sürekli olarak kavga etmesi, eşlerin birbirine karşı ilgisiz kalması, eşlerin ekonomik olarak birbirine bağımlı olması gibi nedenlerdir. Sebepsiz boşanma, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan bir boşanma sebebi değildir. Bu nedenle, eşlerin anlaşamaması, birbirini sevmemesi, birbirine saygı duymaması gibi nedenlerle boşanmak istemeleri halinde, bu nedenleri özel veya genel boşanma sebepleri kapsamında değerlendirerek boşanma davası açmaları gerekir.

Ancak, bazı durumlarda, eşlerin anlaşamaması, birbirini sevmemesi, birbirine saygı duymaması gibi nedenler, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının somut göstergeleri olarak kabul edilebilir. Bu durumda, eşlerin boşanma davası açmaları halinde, mahkeme, bu nedenleri değerlendirerek boşanma kararı verebilir. Örneğin, eşlerin uzun süredir ayrı yaşamaları, sürekli olarak kavga etmeleri, birbirlerine karşı fiziksel veya psikolojik şiddet uygulamaları, eşlerden birinin diğerini aldatması, eşlerden birinin ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle evlilik birliğini sürdürmesinin imkansız hale gelmesi gibi durumlarda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilebilir.

Sonuç olarak, Türk Medeni Kanunu’na göre sebepsiz boşanma yoktur. Ancak, eşlerin anlaşamaması, birbirini sevmemesi, birbirine saygı duymaması gibi nedenler, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasının somut göstergeleri olarak kabul edilebilirse, mahkeme bu nedenleri değerlendirerek boşanma kararı verebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir