Vekalet sözleşmesi, bir kişinin (vekil) başka bir kişinin (vekil eden) adına ve hesabına bir işlem veya işlemleri yapmayı üstlendiği sözleşme türüdür. Vekalet sözleşmesinde, vekil, vekil edenin iradesine uygun olarak hareket etmek ve onun yararını gözetmekle yükümlüdür.
Vekil, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, özellikle vekaleti kasten vekil edenin zararına, kendisinin veya başka birinin yararına kullandığı takdirde vekaletin kötüye kullanılması söz konusu olabilir.
Vekalet görevinin kötüye kullanılmasının en yaygın örnekleri şunlardır:
- Vekil edenin yetkisini aşan işlemler yapılması
- Vekil edenin talimatlarına aykırı hareket edilmesi
- Vekil edenin yararına aykırı işlemler yapılması
- Vekil edenin zararına işlemler yapılması
- Örneğin, vekilin vekil edenin rızası olmadan gayrimenkulünü satması, vekil edenin talimatına aykırı olarak dava açması, vekil edenin zararına bir sözleşme yapması vekalet görevinin kötüye kullanılması olarak kabul edilebilir.
- Vekalet görevinin kötüye kullanılması halinde, vekil edenin vekile karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır. Ayrıca, vekalet sözleşmesi feshedilebilir ve vekilin vekaleti yürütmesi engellenebilir.
- Vekalet görevinin kötüye kullanılmasının önlenmesi için, vekilin seçiminde dikkatli olunmalı ve vekalet sözleşmesi yazılı olarak yapılmalıdır. Vekalet sözleşmesinde, vekilin yetkileri ve sorumlulukları açıkça belirtilmelidir.
Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası Nasıl Açılır?
Vekalet, bir kimsenin bir başkasına, bir işini görmesi veya bir işlemi yapması için verdiği yetkidir. Vekil, kendisine verilen bu yetkiyi iyi niyetle ve özenle kullanmakla yükümlüdür. Vekilin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, vekaletin kötüye kullanılması olarak kabul edilir.
Vekilin vekalet görevini kötüye kullanması, taşınmaz alım satımı gibi işlemlerde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Vekil, kendisine verilen yetkiyi kullanarak, vekil edenin bilgisi veya izni dışında taşınmazı bir üçüncü kişiye satabilir. Bu durumda, vekil eden, vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilir.
Tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın tapu kaydının iptali ve taşınmazın mülkiyetinin vekil edene verilmesini talep eden bir dava türüdür. Bu dava, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapu iptal ve tescil davası açmak için öncelikle bir avukata başvurulması gerekir. Avukat, dava için gerekli belgeleri hazırlar ve davanın açılması için gerekli işlemleri yapar.
Tapu iptal ve tescil davasında, davanın açılabilmesi için öncelikle vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının kanıtlanması gerekir. Bu kanıt, vekil edenin beyanları, tanık ifadeleri, tapu kayıtları gibi belgelerden oluşabilir.
Vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının kanıtlanması halinde, mahkeme tapu kaydını iptal ederek taşınmazın mülkiyetini vekil edene verir.
Vekaletin Kötüye Kullanılması Sebebiyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davasında Zamanaşımı Süresi Var Mıdır?
Vekil, kendisine verilen vekalet görevini kötüye kullandığı takdirde, vekilin vekil edene karşı sorumlu olacağı gibi, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılabileceği de Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiştir.
TMK’nın 1007. maddesinde vekaletin kötüye kullanılması, “vekilinin, vekalet sözleşmesine aykırı veya vekalet görevinin kapsamını aşan veya temsil olunanın yararına aykırı olarak yaptığı işlemler” olarak tanımlanmıştır.
Vekaleti Kötüye Kullanma Zamanaşımı
Vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davaları, yolsuz tescile dayanan davalardandır. Yolsuz tescile dayanan davalar, nitelikleri gereği herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Bu nedenle, vekilin görevini kötüye kullanması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Davacı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını öğrendiği tarihten itibaren herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın dava açabilir.
Ancak, vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, davacının davayı açmak için haklı bir menfaatinin olması gerekir. Örneğin, davacı, tapu kaydında görünen mülkiyet hakkına dayalı olarak bir işlem yapmak istediği halde, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle bu işlem yapamıyorsa, haklı bir menfaati olduğu kabul edilir.
Vekil ile işlem yapan üçüncü kişinin kötüniyetli olması halinde, tapu iptali ve tescil talebinin kabulü gerekir. Kötüniyet, üçüncü kişinin vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde, işlem yapmaya devam etmesidir.
Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davalarına İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında aşağıdaki hususları dikkate almaktadır:
- Vekil ile yapılan sözleşmenin kapsamı
- Vekil edenin menfaatine aykırılık
- Vekilin vekil edenin bilgisi ve onayı olmadan işlem yapması
- Vekil ile işlem yapmış olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmadığı
Yargıtay, bu hususları değerlendirerek, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığına karar vermektedir.
Örneğin, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2017/4667 E. sayılı kararında, mirasbırakanın vasiyetname ile mirasçılarından birine bir taşınmazın mülkiyetini bıraktığı, ancak mirasbırakanın vefatından sonra bu taşınmazın mirasçıdan biri tarafından üçüncü bir kişiye satıldığı olayda, mirasçıların vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıkları belirtilmiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Yargıtay, kararı onayarak, mirasçıların vekalet görevini kötüye kullandığını ve üçüncü kişinin kötüniyetli olduğunu kabul etmiştir. Bu kararda, Yargıtay, mirasbırakanın vasiyetname ile mirasçılarından birine bir taşınmazın mülkiyetini bıraktığına dikkat çekerek, mirasçının bu taşınmazı üçüncü bir kişiye satmasının vekalet görevinin kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, üçüncü kişinin mirasbırakanın vefatından sonra taşınmazı satın aldığını ve mirasçıların vekalet görevini kötüye kullandığını bilmediğini dikkate alarak, üçüncü kişinin iyiniyetli olduğunu kabul etmiştir.
Sonuç olarak, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının ve üçüncü kişinin kötü niyetli olup olmadığının kanıtlanması gerekir.
Vekaletin Kapsamı Nasıl Belirlenir?

Vekalet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekaletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmişse, bu hükümlere göre belirlenir. Ancak sözleşmede vekaletin kapsamı açıkça belirtilmemişse, bu durumda vekalet, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekaletin kapsamı, vekilin vekalet verenin adına yapacağı işlemleri kapsar. Bu işlemler, vekalet verenin iradesini gerçekleştirmeye yönelik her türlü hukuki işlem olabilir. Örneğin, vekalet sözleşmesinde, vekilin bir taşınmazın satışını yapması veya bir sözleşmeyi imzalaması yetkilendirilmişse, vekalet bu işlemleri kapsar. Vekaletin kapsamı, vekilin yetkisinin sınırlarını belirler. Vekil, bu sınırlar dışında işlem yapamaz. Aksi takdirde, işlem geçersiz olur.
Vekaletin kapsamını belirlerken, aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır:
- Vekalet verenin amacı ve iradesi
- İşin niteliği
- Hukukun genel ilkeleri
Vekalet veren, vekalet sözleşmesinde vekilin yetkisini sınırlandırabilir. Örneğin, vekilin sadece belirli bir işlem yapmasına veya belirli bir yerde işlem yapmasına yetki verebilir. Vekaletin kapsamı, vekalet sözleşmesi ile belirlenir. Ancak, sözleşmede vekaletin kapsamı açıkça belirtilmemişse, bu durumda vekalet, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.


Avukata vekalet vermeden önce sözleşme yapmak gereklimi
Benim annemin okuması yazması yok kendi yeğenine vekalet vermiş şimdi o vekalet kötüye kullanıp annemi borç altına koymuşlar e-devletten borç gözüküyor annemin üstüne ne yapabilirim. Dava açsak kazanırmıyız hükümsüz sayılırdı vekalet?
Merhaba,
Vekaletin kötüye kullanılması ve annenizin borçlandırılması durumu, hem vekalet hukukuna hem de borçların geçerliliğine ilişkin ciddi bir hukuki meseledir. Vekaletin kapsamı, usulüne uygun verilmiş olup olmadığı ve yapılan işlemlerin annenize zarar verip vermediği dosya üzerinden incelenmelidir. Bu tür durumlarda dava açmak mümkün olup, vekaletin hükümsüz sayılması veya işlemlerin iptali gibi sonuçlar elde edilebilir; ancak başarı şansı somut belgeler ve delillere bağlıdır.
Detaylı bilgi ve danışmanlık için 0216 451 8850 veya 0533 488 6378 nolu telefonları arayabilir veya ofisimizi ziyaret edebilirsiniz.
Tapu iptali ve tescil muvaaza davalarında zaman aşımı var mıdır?Ayrıca vekaletnameyi kotü kullanıldı diye annem 3 .kisi oluyor.18 yıl öncesi için anneme dava açılmış bankalar bile yıllara göre kayıt veriyor neyi nasıl kanıtlarız?
Merhaba Canan Hanım,
Tapu iptali ve tescil (muvazaa) davalarında belirli bir zaman aşımı süresi yoktur. Ancak aradan uzun yıllar geçmiş olması, olayın kanıtlanmasını zorlaştırabilir. Vekâletnamenin kötüye kullanıldığı iddiasında ise, bunu iddia eden tarafın durumu ispatlaması gerekir. Üçüncü kişi (örneğin anneniz) işlemi iyi niyetle yapmışsa ve vekilin kötü niyetini bilmiyorsa genellikle sorumlu tutulmaz. 18 yıl önceki işlemlerde banka veya tapu kayıtları mahkeme kararıyla araştırılabilir. Burada en önemli unsur, o dönemdeki ödemenin gerçekten yapıldığını ve işlemin gerçek olduğunu gösterebilmektir.
Daha detaylı bilgi ve danışmanlık için 0 216 451 88 50 veya 0 533 488 63 78 numaralı telefonları arayabilir veya ofisimizi ziyaret edebilirsiniz.
İyi günler dileriz.