Vergi Mükellefiyeti Kapatılmış Bir Mükellefe E-Tebligat Yapılabilir Mi?
213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 101. maddesinin 3. fıkrasında, işyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğin, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni-temsilcilerinden birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı hüküm altına alınmış, "Elektronik ortamda tebliğ" başlıklı 107/A maddesinde; "Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir. Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Kanun"un 107/A maddesinde verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığınca yayınlanan 456 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği"nin "Elektronik Tebligat Yapılacak Kişiler" başlıklı 4. maddesinde; kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlara (kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç) ve isteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep edenlere elektronik tebligat yapılması öngörülmüş, kurumlar vergisi mükellefleri ile gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlara tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı Tebliğin "Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış" başlıklı 7. maddesinde, tüzel kişilerde ticaret sicil kaydının silindiği (nevi değişikliği ve birleşme halleri dahil) tarih itibarıyla, gerçek kişilerde ise ilgilinin ölümü veya gaipliğine karar verildiğinin idare tarafından tespit edildiği durumlarda ölüm/karar tarihi itibarıyla ilgilinin elektronik tebligat adresinin kapatılacağı, mirasçıların bağlı olunan vergi dairesine başvurması halinde de müteveffanın elektronik tebligat adresinin kullanıma kapatılacağı belirtilmiş ve zorunlu veya ihtiyari olarak elektronik tebligat sistemine dahil olanların sayılan durumlar dışında sistemden çıkmalarının mümkün olmadığı kurala
bağlanmıştır.
456 sayılı Genel Tebliğde, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin zorunlu olarak elektronik tebligat adresi edinecekleri, bunlara ve ayrıca ihtiyari olarak elektronik tebligat adresi edinenlere e-tebligat usulüyle tebligat yapılacağı belirtilmektedir. Buna göre, zorunlu olarak e-tebligat adresi edinen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, ancak mükellefiyetleri devam ettiği sürece elektronik tebligat usulüyle tebligat yapılabileceği, mükellefiyetin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde elektronik tebligat yapılabilecekler statüsünün de kaybedildiği, ihtiyari olarak e-tebligat adresi almadıklarından, bu kişi ya da kurumların mükellefiyetlerinin devamının, e-tebligatın ön şartı olduğu anlaşılmaktadır.
Anılan Kanun ve Tebliğ hükümleriyle, elektronik tebligat adresi bulunanlara her şartta e-tebligat yapılması mecburiyeti getirilmemekte, izah edildiği üzere, e-tebligat, mükellefiyetin bulunması şartına bağlanmaktadır. Dolayısıyla, elektronik tebligat adresi, ölüm, gaiplik veya tüzel kişiliğin terkini söz konusu olmadıkça kapatılmamakta, böylece mükellefiyeti sona erenlerin tekrar mükellefiyet tesis ettirmeleri halinde yeni bir adres tahsisi gerekmeden eski e-tebligat adresinin kullanılması öngörülmektedir. Neticeten, elektronik tebligat sisteminden istisnalar dışında çıkılamıyor olması, mükellefiyet sona erse de e-tebligat yapılmasını mümkün kılan bir husus değildir. (BKZ. İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin 17/05/2022 tarih ve E:2021/2904, K:2022/1375 sayılı kararı)
Buna göre sonuç olarak; gerek ihbanamelerin veya ödeme emirlerinin gerek defter ve belge isteme yazılarının tebliği sürecinde mükellefiyeti bulunmayan bir şahsa veya şirkete yapılmış elektronik tebligat mükellefiyeti bulunmayan bir muhataba yapıldığı için usulüne uygun olarak yapılmamış olduğundan, vergi uyuşmazlığı noktasında re"sen tarh sebebinin bulunmadığı, ceza davası yönünden ise suçun sabit olmadığı sonucunu doğuracağından vergilerin kaldırılmasını ve ceza davasından ise beraat edilmesini gerektirecektir.